TERKİNE TAVİZ OLMAYAN İLAHİ FERMAN : NAMAZ
Ey iman edenler mallarınız ve evlatlarınız sizi Allahı anmaktan (namazdan) alıkoymasın. Her kim böyle bir hata ederse onlar hüsrandadır. Namazı ancak
ve ancak beni anmak için kılın.... (Münafık9 – Tevbe114)
İslamın 5 esas şartından biri olan namaz, imandan saora üzerinde en fazla ısrarla durulan ve insanı en ziyade Yüce Allaha yaklaştıran bir tazim ifadesidir. Yaratıcımız olan Yüce Allaha karşı teslimiyetimizin ve minnettarlığımızın simgesi olan namaz, Yüce Allahın büyük azameti sonsuz kudreti karşısında kulun aczini ve zayıflığını
itiraf etmesidir.
Abidlere varlığın manasını, zahidlere yaşamın gayesini gösteren namaz, dinin direği islamın binası ve imanın muhafızı olup Yüce Allahın kesinlikle terkine taviz vermediği fermanıdır. Şükrederseniz nimetlerimi artırırım ayatince Hakkın nimetlerinin artmasına vesile olan namaz kulun yaptığı en güzel şükür ifadesidir.
İbadelerin hepsini kendinde cem eden ve kulu Rabbine en çok yaklaştıran tek ibadet olan namaz, Allaha en sevimli gelen bedeni ibadettir. Peygamberimizin gözümün nuru diye tarif ettiği namaz, hem ibadetlerin en faziletlisi hem de amellerin en hayırlısıdır. Bir itaat ölçüsü olan namaz, hem vucudun sıhhatine ve selametine,
hem de ebedi saadetin sebebidir.
Namaz, ahlakın temeli imanın alameti, muminin hem nuru hem de miracıdır. Namaz, kulun tevhid inancının ve Yüce Allaha karşı yapmakla yükümlü olduğu kulluk borcunun bir gereğidir. Kısacası Namaz, ırk, dil, nesheb ve mezheb ayrımı yapmadan makam ve mevki gözetmeden her yaştan her kültürden bütün müslümanları kaynaştıran iman ve gönül ile birleştiren hem bedeni hem ruhi
bir ibadettir.
Namaz, Yüce Allahın huzurunda onun tayin ettiği istikamete doğru en şerefli ve
en kıymetli azalarımzı sadece yere sürmekten ibaret değildir. Zira namazdan
maksat kulun aczini itiraf ederek en büyük tazimini ve saygısını en ulvi halini
ve tevazusunu hem ruhen hem bedenen göstermesidir.