Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Amerika’nın eline geçen altın fırsatlar vardı. Dünyayı evirip çevirecekti. Kendi kültürel ve ekonomik modelini planetin her yerine yayabilecekti.
Aradan 25 yıl geçti. Aç gözlülük ve vahşi soygun anlayışı tam bir fiyasko yarattı.
İşbirliği ve birleşmenin anlamını çok iyi kavrayan İran, Rusya ve Çin, ortak problemleri çözmenin yolunun, işbirliği ve ittifaklardan geçtiğini gördü.
ABD işbirliği yerine, zor kullanma, darbeler, vekâlet savaşları, işgaller gibi vahşi yolları kendisine strateji edindi. Bu yola biraz da, kendisinin rejiminin ve yapılanmasının yol açtığı kesindir.
Rusya, Çin ve İran Amerika’nın ekonomik, finans ve kültürel anlayışlarını iyi analiz etti. Dünya Bankası, IMF ve dolar gibi finans sisteminin işlemesini sağlayan mekanizmalarını işlemez hale getirilme yollarını buldu.
Çin aşırı üretim yaparak, Rusya silahlı caydırıcılığını kullanarak, İran Amerikan tehditlerine kaşı direnerek, Amerikan saldırılarını bertaraf ettiler.
Vatan Partisi ve vatanseverlerin yıllardır savunduğu bölge ülkeleriyle çatışma yerine işbirliğini, bir başka deyişle, Avrasya Birliğini savunmamız, yukarıda kısaca ifade etmeye çalıştığım dünya gerçeklerini görmekten ibaretti.
Daha eskisi de var, ancak son 25 yıldır, Amerikan vahşetine, NATO ve diğer işbirliği yollarıyla, vahşete ortak olduk. Bu ortaklık hem iç üretim dünyamızı, hem de dış siyasetimizde kendini gösterdi.
Hala görünüşte antiemperyalist söylemler geliştirilse de, Amerika ile olan işbirliği, Rusya ve bölge ülkeleriyle işbirliğinden daha yukarıdadır.
Daha dün alınan bir kararla, Afganistan’da bulunan birliklerimizin iki yıl daha Afganistan’da kalmasına karar verdik. Yani Amerikan vahşetine destek çıktık.
İncirlik, Malatya ve Diyarbakır Hava üsleri Amerikan askerleriyle dolu.
Bir taraftan halkımız nezdinde, antiemperyalist söylemler geliştireceğiz, öte yandan, Cumhuriyetin dişinden tırnağından tasarruf ederek yarattığı üretim kurumlarını Amerikan sermayeli şirketlere satacağız!
İktidarın antiemperyalist söylemlerine nasıl bu halk inansın?
Ekonominin içine düştüğü kör çıkmaz; kamu kontrolündeki, KİT’lerin elden çıkarılıp, emperyalist sermaye kuruluşlarının eline geçmesindendir. Hükümet yatırım yapın diye yalvarıyor. İki yıldır bir kuruşluk yatırım yapmıyorlar. Elbet yapmazlar, artık o kuruluşlar ulus devlerin elinde değil, yabancıların denetimindedir.
Dolayısıyla yatırım yapan tek kuruluş gene devlet kalıyor.
Fırsatlar artık tersinden işliyor. Stratejik kurumlar kamulaştırılmalıdır. Üretim seferberliğini bu stratejik kuruluşlardan başlatılmalı ve diğer yerli sermaye kuruluşlarının da yatırım yapması sağlanmalıdır.
Bölge ülkeleriyle olan işbirliğinin hızla ilerletilmesi gerekir. İran, Çin, Rusya ile olan birlikteliği hızla, vakit kaybetmeden dahil olmalıyız.
NATO bize sadece bölge ülkeleriyle çatışmayı sağlar. Derhal hiçbir faydası olmayan NATO’dan çıkılmalıdır.
Dış siyaset, içerideki stratejik kurumların derhal kamulaştırılması bize ekmek ve su kadar gereklidir. Geç kalmak, ekonomik krizin derinleşmesini beklemek demektir. Bu da, kaosu getirir. Karar verilemezlik ortamını zorlar.
Tehditler fırsatları da beraberinde getirir. Eğer doğru kararlar alınırsa…
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr