Emtia fiyatları yeni yılda pozitif getiri peşinde. Makroekonomik endişelere karşın arz tarafında yaşanan sıkışıklık, doların hız kesmesi, Çin etkisi, yaklaşan El Nino fiyatlar için itici bir güç olarak görülüyor.
Ticaret savaşları ve güçlü dolardan kaynaklanan siyasi ve ekonomik belirsizlikler geçtiğimiz yıl tarımsal
emtia fiyatları üzerinde baskı oluşturdu. Ancak üretim ve stok tarafında yaşanan sıkılaşma 2019’da fiyatları yukarı itebilir.
Analistler bu yıl Fed’in faiz artışının yavaşladığı ve doların hız kestiği ılımlı ekonomik senaryoda tarımsal emtia fiyatlarının geçtiğimiz yıla oranla daha iyi performans göstermesini bekliyor. Özellikle dünyanın en büyük emtia müşterisi Çin’in talebinin güçlü kalması bu piyasada alımları destekleyebilir. Diğer yandan birkaç ay içinde oluşması beklenen hava fenomeni El Nino’nun da fiyatları yükseltebilecek bir faktör.
2018’de emtia ürünleri genel olarak kötü bir seyir izlerken fiyatı yükselen 4 üründen 3’ü tarımsal emtiaydı. Emtia piyasasında geçen yıl yatırımcısına en fazla kazandıran ürün yüzde 27.6 ile kakao olurken, buğday yüzde 17.8, mısır yüzde 6.9 primli satıldı. Şeker, kahve, pamuk, soya fasulyesi ise yatırımcısını üzdü. 2019’da tarımsal emtiada fiyatlarına aşağı yönlü tehditlerin yanında fiyatlar için pozitif faktörler de devrede.
Tehditler ve yukarı yönlü destekler bir arada çalışıyor
Fiyat istikrarına en büyük risk ABD-Çin ticaret savaşı ve başka ülkelerin de bu savaşa girmesi olasılığı. Ticaret savaşından en çok etkilenecek ürün soya fasulyesi. ABD’nin Çin’e soya fasulyesi ihracatının büyüklüğü yılık 12 milyar doların üzerinde. 2017-2018 döneminde Çin’in soya fasulyesi ithalatının üçte biri ABD’den yapıldı. Çin’in ABD’den yapılan ithalata getirdiği vergiler soya fasulyesi ticaret rotalarını etkileyerek fiyatları aşağı çekebilir. Diğer yandan küresel ekonomik görünüme ilişkin korkulardan kaynaklanan talep kaygısı da fiyat yükselişlerini sınırlandırabilir.
Öte taraftan fiyatları besleyecek bir dizi faktör de bulunuyor. Bunların başında Fed’in faiz artışlarının yavaşlaması ve doların 2018’deki kadar hızlı güçlenmemesi beklentisi geliyor. Makroekonomik endişelere karşın arz tarafında yaşanan sıkışıklık fiyatlar için itici bir güç olarak görülüyor. Petrol ve gübre fiyatlarının görece yüksek seyri nedeniyle tarımsal emtiada yatırımların sınırlı olması ve üretim tarafında hızlı bir artış beklenmemesi arz-talep dengesi açısından önemli. Bu yıl El Nino da fiyatların şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak. Yılın ilk çeyreğinde Pasifik’de oluşması beklenen El Nino dünyanın bazı bölgelerine aşırı yağış bazı bölgelerine ise kuraklık getiriyor.
Uzmanlara göre bu yıl tahıllardan çok ‘yumuşak emtia’ olarak adlandırılan kakao, kahve ve şeker için daha olumlu bir yıl olacağa benziyor. Çünkü El Nino’nun olumsuz etkisi özellikle şeker, kahve ve palm yağında üretimi sekteye uğratabilir. Tahılların kendi içinde yapılan değerlendirmede ise soya fasulyesi ve mısırın buğdaya kıyasla daha iyi bir fiyat grafiği çizebileceği tahmin ediliyor.
Mısır: Güçlü artış beklenen ürünlerden
Bazı analistler 2019’da en çok pozitif getiri sağlayacak tarımsal emtia olarak mısırı gösteriyor. Örneğin Rabobank mısır piyasasında art arda üçüncü yıl oluşan açık nedeniyle CBOT’da dün itibariyle 3.80 dolar/buşel olan mısırda yükselişin diğer emtialardan daha güçlü bir şekilde süreceği tahmininde bulunuyor. Commerzbank, yılın son çeyreğinde ABD’De mısırın ortalama işlem fiyatını 3.9 olarak tahmin ediyor.
Kakao: 3 bin dolar/ton mümkün
ICE vadeli işlemlerinde geçen yılı ortalama 1.836-2.914 $/ton aralığında geçiren kakao yılı 2.400 doların hemen üzerinden kapattı. Daha önceki yıllara bakıldığında analistler kakaonun yılın ilk çeyreğinde genelde düştüğünü, ikinci çeyrekte ise yılın en üst seviyelerini gördüğünü hatırlatıyorlar. Son 6 ayda 5 kez 2.400 doların üzerinin test edilmesi yeni bir yükseliş trendinin başlangıcına işaret ediyor. Bu seviyenin üzerinde kalması halinde kakao fiyatının 3 bin dolar seviyesini aşabileceği belirtiliyor.
Arz-talep dengesi önemli
Şeker: En büyük üreticilerinden Brezilya’nın parasındaki değer kaybı ve Hindistan’da sağlanan sübvansiyonlar şekerin 2018’de zayıflamasına neden oldu. Şeker önceki gün 1.2.79 cent/ pound ile aralık ayına yakın seviyelerde geziyor. Analistlere göre şekerde destek seviyesi 9.83 sent-9.44 sent düzeyi. Direnç seviyeleri ise 14.24 sent-15.49 sent olarak görülüyor. Direnç seviyesinin aşılması halinde fiyatların yükselişini sürdüreceği belirtiyorlar.
Kahve: Güçlü arz ve dünyanın en büyük Arabica üreticisi Brezilya’nın parasındaki değer kaybı kahve fiyatında bir süredir baskı yaratıyordu. Ekim ayında 1.25 dolar/pound düzeyine yükselen kahve şimdilerde yeniden 1 dolar civarından işlem görüyor. Rabobank tarafından hazırlanan raporda 2019-2020 döneminde piyasadaki açık nedeniyle fiyatlarda yükseliş bekleniyor. Olumsuz hava koşuları nedeniyle bu açığın artma patansiyeli bulunuyor. Bloomberg’in yaptığı bir ankete göre de analistlerin 2019’da ortalama fiyat beklentisi 1.24 dolar.
Buğday: Bu yıl arz-talep dengesinden en fazla etkilenecek ürün olarak buğday gösteriliyor. CBOT’da dün 5.14 dolar/buşel seviyelerinden işlem gören buğday geçen yıl Avrupa’daki kuraklıktan destek bularak ciddi oranda yükseliş göstermişti. Ancak bu yıl soya üreticilerinin bir kısmanın ticaret savaşı sebebiyle üretimlerini buğdaya kaydırmasından ötürü buğday üretimde beklenen artışın buğday fiyatlarını 4 dolar seviyesine çekebileceği ifade ediliyor.
Soya fasulyesi: Ticaret savaşının yarattığı kaygılar ABD’de soya üretiminin azalmasına neden olacak. 9.13 dolar/buşel olan soya fiyatlarının bu yıl ortalama 9 doların üzerinde kalacağı tahmin ediliyor. Yılın son çeyreği için ortalama fiyat beklentisi 9.5 buşel.
Pamuk: Psikolojik 1 dolar seviyesini aşabilir
Uluslararası piyasalarda geçen yıl 71.87 sent ile 96.50 sent aralığında işlem gören pamuk şu sıralar 75 sent/pound düzeyinden işlem görüyor. Çin ile ABD arasındaki ticaret görüşmelerinin sonuçları pamuk fiyatında önemli bir belirleyici. Analistler, pamuğun 1 dolar psikolojik seviyeyi aşmayı hedeflediği ve yılın ikinci çeyreğinde 2019’un en üst seviyesine ulaşabileceği tahmininde bulunuyor. Ancak küresel üretimin artmasıyla arz tarafında yaşanacak rahatlamanın yılın son dönemlerinde fiyatlar üzerinde yeniden baskı yaratabileceği uyarı yapılıyor.