Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Bafra ilçe Başkanı Nihat Oktay, “ Sen bu dünyaya çile çekmek için mi geldin? Senin suçun köyde yaşamak mı? Nedir sana reva görülenler? Toprağı işletmek, üretmek, insanlığın devamını sağlamak suç mu? Yıllardır uğraşıyor, didiniyor, bir şeyler yetiştiriyor, kısacası ürüne yeni hayatlar veriyorsun. Bu konuda sana methiyeler düzenler bile oldu. Nasırlı ellerine, toprak kokan tenine şiirler yazanlar bile oldu. Ama sonuç, hala başkalarının yaşantısını çok görenler var. Hala bu çilen bitmedi diyenler var. Acaba bu çile ne zaman bitecek? Ne zaman sen de insan gibi yaşayacaksın? Ne zaman bu toplumda layık olduğun yere geleceksin? Hemen söyleyeyim, ne zaman ki özgür iradenle oyunu kullanıp, kendini yönetecek yöneticilerini seçeceksin, işte o zaman toplumda layık olduğun yeri görürsün. Gelelim asıl konumuza. Değerli Bafralı köylü kardeşlerim. Biliyorsunuz ‘’Büyükşehir (bütünşehir) Yasası’’ diye bir yasa çıkardılar, bizi hemencecik bir gecede köylü olmaktan çıkarıp şehirli yaptılar. Yani binlerce yıllık köylerimiz oluverdi mahalle. Ne olduysa işte bundan sonra oldu. Bize dediler ki artık şehirliler gibi yaşayacaksınız senin köyünü değiştirdim, mahalle yaptım. İlçe belediyeleri ve eski köy kanunları bertaraf edilip ilçelerimizi ve köylerimizi Büyükşehir’e bağladılar. İşte bu bağlamayla birlikte köylerimizi şehir eşkiyaları bastı” dedi.
CHP Bafra İlçe Başkanı Nihat Oktay,”Bina yapacaksın, olmaz büyükşehirden izin alacaksın. Ahır, kümes, samanlık ve benzeri kuruluklar yapacaksın doğru büyükşehir’e. Vergiler, harçlar, haraçlar, ortak kullanım alanları, meralar doğruca büyükşehir’e. Zaten, doğru dürüst geçinemeyen köylü kardeşlerimiz, verdiği bu vergilerle ezildikçe eziliyor, mahsulünü sattığı hali elinden alındı, kısaca gelir getiren ne varsa hepsi büyükşehirin hizmetine sunuldu. Peki, senin verdiğin vergilerle sana ne getirildi? Yolların mı yapıldı, yok, camiin mi onarıldı, yok, okulun mu yapıldı, yok, peki biz köylü olarak bu işten ne kazandık, koskocaman bir hiç. Bizim paralarımız büyükşehirin imarı için harcanıyor. Gelelim varlığımızın kaynağı, sularımıza. Bafra’da köylerde bir aydır doğru dürüst sular akmıyor. Neden? Neden mi bilen yok. İki barajı ile 4-5 metre derinlikten su çıkan bir ovada köylü susuzluk çekiyor. Niye diye soruyorsunuz? Efendim yaz sonunda içme suları tarımsal amaçlı kullanılıyormuş. Peki, Sayın SASKİ, sen ne işe yarıyorsun. Köylü senin sularını mı bekleyecek? Niye devraldınız, köy içme sulama birliklerini. Onlar köylünün alın teriyle kurulmuş birliklerdi. İyi-kötü suları da kendileri getirip akıtıyorlardı. Birliklerin araçlarını aldınız, binalarını ellerinden aldınız. Hani hizmet? Sular neden akmıyor? siz eşkıya mısınız kardeşim? Peki, sulama birlikleri içme sularından farklı mı? O daha berbat. Onun da ne olduğu belli değil. Sulama kanaletleri yapıldı, iki yıldır daha bir damla su akmayan bölgeler var. Ondan sonra birlik efendileri akmaya sular için dekar başına ver otuz lira, ver elli lira eşkıya gibi köylünün başına dikiliyor. Köylü ne yapsın, tarlasına su gelmeyince ya sondajdan (yeraltından) ya da Kızılırmak’tan kendi imkânlarıyla mahsulünü sulayacak, hayatını devam ettirecek. Onun da hemen başına birlik dikiliyor. Olmaz, ona da para ödeyeceksin, yerin altında ne varsa hepsi benden sorulur, benden izinsiz kullanamazsın diyor, ver parasını. Sen Deli Dumrul musun, kardeşim. Çok değerli köylü kardeşim, iktidara geldiğimizde ilk işimiz bu Büyüşehir Yasasını kaldırmak. Biz yine eskisi gibi köylü kalmak istiyoruz. Bizim suyumuzu geri versinler. Akmayan sularımızı biz akıtırız. Bunun yolu da bu iktidardan kurtulmaktan geçer. Önümüzdeki ilk seçimlerde oylarınızı verin CHP’ye bunlardan hep birlikte kurtulalım. Kışlık ürünleriniz bereketli olsun” diye konuştu.
NAMIK AZGIN
Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2015, 09:16