Dostlar;

Ülkelerin kalkınma tarihlerine bakın, korumacılıkla sanayileştiklerini göreceksiniz.

Almanya’dan Amerika’ya, İngiltere’den İtalya’ya gerçek budur.

Bu olgu, hem teoride, hem de uygulamada kanıtlanmıştır.

Örnek mi? Alman Tarihçi Okulu’nun kurucusu F. List’e (1789-1846) bakalım;

List, Almanya’nın gelişmesi için çok sayıda tez öne sürmüştür.

Bunlardan biri, üretici güçleri teorisidir. “Üretken Güçler” ile sadece şirketler arası rekabeti değil ayrıca inovasyon, mühendislik performansı, girişimcilik ve halkın eğitim seviyesini de kastetmiştir. Friedrich List’in (1841) “Ulusal Politik Ekonomi Sistemi” ulusal inovasyon sistemi oluşturulmasının öncülü sayılmaktadır. Bir ekonominin gelişmesinin insanların entelektüel gelişimine bağlı olduğunu savunmuştur. Ayrıca List’in diğer bir önemli teorisi “Sürekli Evrim ve Koruyucu Gümrük Teorisi” de oldukça önemlidir. Ayrıca List, çeşitli gazetelerde “bebek endüstri” kavramını inceledi. Gelişmekte olan ülkelerin olgunlaşma dönemine kadar gümrük düzenlemeleri ile korunması gerektiğini savunmuştur.

Bu tezlerin çoğu da hayata geçirilmiştir.

Güney Koreli Ekonomist H.J.Chang’ın Sanayileşmenin Gizli Tarihi kitabı ABD, Almanya, İngiltere gibi büyük sanayi ülkelerinin nasıl “korumacılıkla” geliştiklerini çok kapsamlı olarak anlatır.

Şimdi bizde de Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanı “yerlileştirme programı” üzerine açıklamalar yapmıştır.

Bu program gerçekten ülkemizin sanayileşmesi, bağımsızlığı ve cari açığın azaltılması açılarından son derece yerindedir, önemlidir, desteklenmesi şarttır.

Ara malı ve ham madde ithalatını ikame edici bir özelliği vardır.

İthalatı ikame edici politikalara dönülmesi üretken bir sanayi açısından elzemdir.

Nasıl?

Kamu alımlarında yerli üretici ve sanayici firmalara öncelik verilmesi sağlam bir teşviktir.

Yerli üretimin her alanda özendirilmesine çalışılması yerindedir.

Bu çalışmaların bir üst başlığı da “ülke kaynaklarının keşfedilmesi, geliştirilmesi ve toplumsal refah için değerlendirilmesi” olabilir.

Sevgiyle ve üretkenlikle…