Politikacılar dillerine sahip olmalıdır

Genel, yerel seçimler ve referandumlar yapıldı, yapılıyor. 60 yılı aşkındır yapılan seçimlerde kutuplaşma, kamplaşma, cepheleşme giderek artmış, Türk insanı sudan bahanelerle karşı karşıya getirilmiş, hatta kardeş kardeşe düşman edilmiş, savaştırılmış, binlerce gencimiz kara toprağa gömülmüş, binlercesi hapishanelerde çürümüştür.

Türk milleti mezhep, ırk, din, dil ve köken üzerinden sürekli birbirine düşman haline getirme çabaları hala devam ediyor.

Geçmişten ders alınmış değil!..Her seçim dönemlerinde değişik söylem ve eylemlerle toplum birbirine düşman haline getirilmeye çalışılıyor. Bu tehlikeli ve yanlış yoldur. Hiç kimsenin ‘bir oy’ uğruna bu aziz millete kötülük yapmaya hakkı yoktur. Hem Müslümanın diyeceksin hem de fitne-fesat çıkmasına zemin hazırlayacaksın.

31 Mart 2019 seçimlerine az kaldı. Ancak söylem ve eylemler insan haysiyet ve şerefini ayaklar altına alan, kırıcı, çirkin, çirkef bir hal almıştır. Karşılıklı yalan, iftira, karalama, suçlama, hakaret, alay ve küçümseme ahlak sınırlarını çoktan geçti, gidiyor.

Yeryüzünde halife sıfatı ile yaratılan ilk insana eşyanın isimleri bizzat Allah tarafından öğretilmiş ve insanı yaratan Rabb'im onlar konuşma yeteneğini bahsetmişti. Hz Adem'in yaratılışına anlam veremeyen meleklere karşı Hazreti Adem rabbinden öğrendiği bu isimleri esas alarak konuşmuş ve insanın üstünlüğünü ortaya konulmuştur.

Hz Adem'in konuşması onun kadrini ve değerli artırırken şeytanın Rabbine karşı isyan ve itiraz yüklü konuşması ise onu alçaltıp Allah'ın rahmetinden uzaklaştırmıştıZaten insanı yücelten sadece konuşabilmesi değil konuşmasının hakikat ve güzelliklerle dolu olmasıydı.

İman edenlere Yüce Allah tarafından Doğru sözlü olmaları emredilmiştir. Resulullah Sallallahu vesellem kendisine emrettiği hususlardan birisin de “Acı bile olsa doğruyu söylemesi” zorunda olduğunu anlatmaktadır.

Nitekim insanlara güzel söz söylemek, bir zamanlar kulların Allah'a verdikleri söyledikleri sözler arasında yer alırdı.İncitmeden, Zarif ve anlamlı konuşmak kadar iyiliği emredip kötülüğü önlemeye çalışmak da güzel sözler kapsamında değerlendirilmiştir. Şu halde güzel söz söylemek daima insanların hoşuna giden şeyler söylemek değildir hoşlarına gitmese de doğruyu ve gerçeği yansıtan cümlelerle insanları uyarmak güzel sözlü olmak demektir

Nitekim Hazreti peygamberin beyanına göre “En faziletli Cihat Zalim yönetici karşısında doğru sözdür”. Ama doğru söz söylemenin yani Hakkı konuşmanın doğru ve nitelikli bir üslubunda olması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki Hazreti Musa ile Hz Harun’dan firavun gibi bir tanrılık iddia eden bir kral karşısında bile yumuşak bir dille hakikatı anlatmak istemiştir.

İnsanlara doğruyu anlatan sözleri ile ikna etme görevi üstlenen Peygamberimiz davranışlarında olduğu gibi konuşmalarını da en güzel örnek olmuştur ahlakın temelini kulağına dayanan hazreti peygamber Allah'ın rahmetinin bir tezahürü olarak insanlara yumuşak davranmıştır.

Bu durum her müslüman için özellikle de hakkı ve hakikati anlatma sorumluluğunu taşıyanlar için son derece önemli bir tebliğ metodu işaret etmektedir.

Diğer taraftan Kur'an bizzat kendisini “sözün en güzeli” olarak nitelendirmektedir. Aynı çerçevede Allah'ın resulü “sözün en güzeli Allah'ın kelamı en güzel yolda Muhammed yoludur” buyurmuştur.

Dolayısıyla konuşmalar nitelik ve nicelik açısından bu iki kaynağın verilerine ilkelerine uyum gösterdiği nispetle değer ver güzellik kazanacaktır. Çünkü müslümanı Allah katında değerini artıran özelliklerinden birisi de güzel sözlü olmasıdır. Kur'an'da Hazreti peygamber ve onun şahsında Müslümanlara rabbinin yoluna hikmetle Güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et buyurmaktadır.

Ayetlerde başta kelime-i Tevhid olmak üzere her türlü hayırlı ve güzel sözlü sağlam dalları semaya uzanan ve her zaman meyve veren bir ağaca, başta şirk olmak üzere her türlü kötü söz dizisi yerden koparılmış ayakta durma imkanı olmayan Köksüz bir ağaca benzetilir.

O halde bir konuşmadan yöneticileri alabilmek için güzel ve faydalı sözler seçilmeli, doğru ve etkili bir üslup kullanılmalıdır Çünkü “Allah zulme uğrama hali hariç çirkin sözün açıkça söylenmesini sevmez”. Hz Peygamber ve asla çirkin söz söylemez, bile bile ahlaka aykırı çirkin konuşmaları yapmazdı. İslam ahlakına uyumayan kaba ve çirkin sözler söylenmesi Argo ve küfürlerin sarf edilmesi, müstehcen Fıkra ve hikayelerini anlatılması inanan kimsenin vakar ve saygınlığına gölge düşürecektir. Bir gün sevgili peygamberimize

Allah'ın resulü İslam'ın inananların hangisi daha faziletlidir diye sordular Peygamberimiz; “Dilinden ve elinden gelecek kötülükler konusunda Müslümanların Güven içinde oldukları kimse” buyurdu. İyi müslüman diliyle başka insanları incitip ciddi zarar vermediği gibi kendisini ilgilendirmeyen konularda mümkün olabildiğince az konuşur.

Bulunduğu mertebeye nasıl ulaştığı sorulan Lokman Aleyhisselam şu cevabı vermiştir; Doğru sözlülükle, emaneti ehline teslim etmekte ve kendini ilgilendirmeyen konularla meşgul olmamakla” demişti. Ondan dolayıdır ki ilim adamlarını sıkıştırmak küçük duruma düşürmek Ve mantık oyunları ile gerçeği çarpıtmak için sorular sormak ve görmediği halde görmüş gibi Rüya anlatmak Peygamber Efendimiz tarafından yasaklanmıştır.

İnsanları doğru yoldan saptırma veya hak dini alaya almak amacıyla değersiz boş sözlerle ilgi gösterip onları öğrenenler insanı perişan eden bir azapla tehdit edilmişlerdir. Sevgili peygamberimiz kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa Ya hayır söylesin ya da sussun prensibi ile Müslümana kendisini kontrol etme yeteneğine kazandırmak istemişler.

İnsan ağzından çıkan cümlelerin bir fayda sağlayıp sağlamayacağını katmalı önce düşünmeli sonra konuşmalı. Söyledikleri iyiliğe vesile olmayacak da zarar verecekse tutmalıdır. Diğer yandan insanların yüzlerine karşı konuşurken gösterilen hassasiyetin arkalarından da konuşurken sürdürülmesi gerekmektedir. Kimsenin duyduğunda üzüleceği bir şey doğru bile olsa onun Yokluğunda konuşulmamalıdır.

Çünkü Peygamberimizin ifadesine göre bu kıybettir. Hiç kimsenin yanında bulunan kimseyi dışlayarak kendi aralarında konuşmaları ve toplum içinde fısırdaşmak da hazreti peygamber tarafından çirkin görülmüştür. Dolayısıyla kötü konuşmak kadar söyledikleri duymasa bile çevrendeki insanlardan rahatsızlık oluşturacak şekilde konuşmak da dinimizce hoş karşılanmamıştır.

Konuşurken karşıdaki insanı rencide eden ve aşağılayan ifadelere asla izin vermeyen Allah Resulü o günün bir gerçekliği olan efendilik-kölelik ilişkisinde bile ona dikkat edilmesini emretmiş, bir kişinin erkek ya da kadın kölesine kulum demesin yasaklayarak evladım kızım gibi kelimelerin kullanılmasını istemiştir.

Çünkü insan Ancak Allah'a kul olmalı her ne kadar mal ve mevki sahibi olsa da yanında çalışanların ona değil Allah'a ait kullar olduğunu unutmamalıdır. Diğer taraftan gelecekle ilgili konularda konuşurken Allah'ın takdir belgesini göz ardı etmemeli, kesin konuşmak yerine İnşallah demelidir. Çünkü sınırlı bir iradeye sahip olan insan gelecekte olumlu olanları belirleyecek mutlak irade sahibi değildir.

Güzel ve nitelikli konuşmak ancak sağlam ve doğru bilgi sahibi olmak ile Mümkün olabilir. İnsanların sadece kendi bilgi ve birikimini ve yetinip hayatlarını sürdürmek ihtiyaçlarını karşılama ve huzur dolu bir hayat vardı yakalama çabaları tarih boyunca başarılı olmuştur.

Bunun doğal bir sonucu olan insanların başkalarını ilgilendiren bilgilenme muhtaçtırlar bilgi edinmenin en meşhur yolu ise dinlemektir buna binaen hadis üretiminde en çok kabul gören öğrenme metodu Sema yani hocayı bizzat dinlemelidir. Dinlemey ise ancak Neyi nasıl öğrenmesi ve nelerin bilinmesi gerektiğini bilerek hareket eden kimseler başarabilir.

Aradım ilmi,

Kıldım talep

İlim geride kaldı

İlla edep İlla edep

özdeyişi dinlemeyi anlamlı kılan şeyin onun adabı olduğunu veciz şekilde dile getirmektedir

YORUM EKLE
YORUMLAR
SERAP Uysal
SERAP Uysal - 6 yıl Önce

Siyasilerin kin ve nefret kokan ,otekilestiren söylemleri, seçime girecek mevcut partilerin hiçbirine kalbimizde srmpati uyandırmıyor Bilakis bu tiksindirici üslup "MILLET PARTISI neredesin sen " dedirtiyor. Kaleminize sağlık .