"Türkiye tüm dünyada insani diplomasinin, huzurun, barışın sembolü haline geldi"

- AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz: - "Yaptığımız kalkınma yardımlarından göç hadiselerindeki tavrımıza, Arakan'dan Somali'ye yaptığımız çalışmalara varıncaya kadar Türkiye tüm dünyada insani diplomasinin, huzurun, barışın sembolü haline geldi" - "Dış dünyaya kendimizi çok daha etkili bir şekilde anlatmalıyız. Bizim algı oluşturmaya ihtiyacımız yok, biz gerçekleri ortaya koyalım yeter. Zaten yalan yanlış algılar, gerçekler karşısında dağılıp gider"

TRABZON (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Yaptığımız kalkınma yardımlarından göç hadiselerindeki tavrımıza, Arakan'dan Somali'ye yaptığımız çalışmalara varıncaya kadar Türkiye tüm dünyada insani diplomasinin, huzurun, barışın sembolü haline geldi" dedi.

Yılmaz, Ortahisar ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen, AK Parti Dış İlişkiler Başkanları Karadeniz Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dış ilişkiler anlamında AK Parti döneminde çok köklü değişimler olduğunu söyledi.

AK Parti'nin 18 yıllık süreçte ekonomiden sosyal politikalara, hukuktan demokrasiye birçok alanda çok köklü reformlar yaptığını vurgulayan Yılmaz, "Türkiye kendi içinde bu reformları yapıp güçlendikçe dış dünyada da çok etkili bir güç haline geldi. Bölgesinde ve dünyada önemli bir aktör konumuna geldi. Olayları seyreden ve olayların olmasını bekleyip ona reaksiyon gösteren bir ülke olmaktan uzaklaşıp, olaylara yön vermeye gayret eden bir aktör olarak uluslararası ilişkilerde çok önemli bir pozisyona gelmiş oldu." diye konuştu.

Yılmaz, AK Parti'nin de bu süreçte bir dünya markası haline geldiğinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"18 yıllık bir parti ama sadece artık ülke sınırları içinde bilinen bir parti olmaktan çıktı bölgemizde ve dünyada siyaseten bir marka haline geldi. Bu çok partiye nasip olmuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da bir dünya lideri olarak şu anda dünyanın en tecrübeli, en etkili liderlerinden biri olarak ülkemizi, partimizi yönetmeye devam ediyor. Bu süreçlerde bir taraftan Türkiye olarak da çok daha etkili hale geldik."

Eskiden, "dış ilişkiler" denildiğinde sadece Dışişleri Bakanlığının akla geldiğine dikkati çeken Yılmaz, "Artık Türkiye'nin dış ilişkileri çok daha çeşitlenmiş durumda. Yurt Dışı Türkler Başkanlığından TİKA'ya, Maarif Vakfı'ndan Kızılay'a, AFAD'a varıncaya kadar bir çok kurumla uluslararası alanda çok daha etkili bir ülke haline geldik. Kurumsal yapımız çok çeşitlendi ve etkili hale geldi. Dışişleri Bakanlığımız da gücünden bir şey kaybetmedi. Aksine bu yeni kurumlarla birlikte çok daha etkili bir kurum haline geldi." ifadelerini kullandı.

Yılmaz, Türkiye'nin uluslararası alanda her zaman mazlumdan, zulme uğramışlardan yana tavır ortaya koyduğunu belirterek şöyle devam etti:

"Dünyada vicdanın sesi oldu ve insani dış politika anlamında çok öncü bir ülke haline geldi. Yaptığımız kalkınma yardımlarından göç hadiselerindeki tavrımıza, Arakan'dan Somali'ye yaptığımız çalışmalara varıncaya kadar Türkiye tüm dünyada insani diplomasinin, huzurun, barışın sembolü haline geldi. Latin Amerika'daki afetlere varıncaya kadar müdahale eden, yardımda bulunan bir ülke haline geldi. Buna insani dış politika diyoruz. Her alanda olduğu gibi dış ilişkiler alanında da insani dış politikayı AK Parti çok etkili bir şekilde bu dönemde hayata geçirdi."

- "Haksız algılara karşı gerçekleri ortaya koymalıyız"

AK Parti'nin, dış ilişkileri sadece bir diplomasi ilişkisi olmaktan çıkarıp ülkeler arası ekonomi başta olmak üzere her alanda ilişkilerin geliştirilmesinde çok etkin bir mecra olarak değerlendirdiğini dile getiren Yılmaz, "Yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bugün Türkiye'ye baktığınız zaman ihracatıyla, turizmiyle, sermaye hareketleriyle, Türk Hava Yolları'nın seferlerinden tutun çeşitli ülkelerdeki yatırımcılarımıza varıncaya kadar çok ciddi anlamda girişimci dış politikanın güçlendiği bir dönem yaşıyoruz." dedi.

Yılmaz, sadece siyasi bağımsızlığın bir ülkeyi tam anlamıyla bağımsız hale getirmediğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Ekonominiz zayıfsa, teknoloji üretemiyorsanız, kurumlarınız etkili değilse sadece hukuki bağımsızlık yetmiyor. Dolayısıyla bu hukuki bağımsızlığı güçlü bir ekonomiyle bir arada değerlendirmeniz gerekiyor. AK Parti bunu son 18 yılda başardı. Ekonomimiz büyüdü, teknoloji, Ar-Ge konularında çok ciddi bir mesafe aldık. Eskiden savunma sanayisinde örneğin yüzde 20 civarında yerli üretimle ihtiyaçlarımızı karşılarken bugün yüzde 70'lere varan yerli, milli üretimle ihtiyaçlarımızı karşılar hale geldik. Bunlar da bizi dış politikada daha bağımsız hareket eder hale getirdi."

Dünyada belli çevrelerin Türkiye'ye dönük algıyı bozmak için çok gayret sarf ettiğine dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:

"FETÖ'den PKK'ya varıncaya kadar terör örgütleriyle çok aktif bir şekilde Türkiye aleyhinde bir propaganda yapıyorlar. Bunlara karşı AK Parti olarak bizim de ülkemizin diğer kurumlarıyla, sivil toplumuyla birlikte gayret göstermemiz gerekiyor. Önümüzdeki süreçte en önemli gördüğümüz işlerden biri de bu. Dış dünyaya kendimizi çok daha etkili bir şekilde anlatmalıyız. Haksız algılara karşı gerçekleri ortaya koymalıyız. Bizim algı oluşturmaya ihtiyacımız yok, biz gerçekleri ortaya koyalım yeter. Zaten yalan yanlış algılar, gerçekler karşısında dağılıp gider."

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER