Meme Kanseri Taramaları Ölümleri Azaltıyor

Yeni bir araştırmada mamografilerin meme tümörlerinin henüz çok küçükken ve muhtemelen de kolay tedavi edilebilirken tespit edilmelerini sağladığı ama yaygın meme kanseri taramalarının meme kanserinden ölüm oranlarını ve büyük meme kanserlerinin sayısını azaltmadığı belirlendi (1).

Araştırma, tarama oranlarının yüksek olduğu bölgelerde meme kanserinden ölüm oranlarının tarama oranlarının düşük olduğu bölgelere nazaran daha az olmadığını da gözler önüne seriyor.

Araştırma USA’ da 547 kanser merkezine kayıtlı, mamogramları olan 40 yaş üzerindeki 16 milyon kadın üzerinde gerçekleştirildi.

2000 senesinde 53.200 kadında meme kanseri teşhis edildi ve bunlar 10 sene takip edildi.

Yapılan analizlerde, tarama oranında yüzde 10 mutlak artışın meme kanseri teşhislerinde yüz 16’ lık bir artışa eşlik ettiği ama meme kanserine bağlı ölümlerde anlamlı bir değişiklik olmadığı belirlendi.

Daha fazla taramanın çapı 2 santimden büyük ve muhtemelen de daha ileri evrede olan tümörlerin teşhis oranını artırmadığı da görüldü.

Bunlar, bize aşırı teşhis (overdiagnosis) ve dolayısıyla aşırı tedavi (overtreatment) oranının yüksek olduğunu gösteriyor.

Aşırı teşhis, hayatı boyunca belirti vermeyecek ve herhangi bir zararı da olmayacak bir tümörün teşhis ve tedavisi manasına geliyor.

Tarama tavsiyeleri farklı

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society) meme kanseri taramalarının 40 yaşından itibaren her sene, USPSTF (U.S. Preventive Services Task Force) ise 50 yaşından itibaren 2 senede bir yapılmasını, 40-49 yaş arasındakilerin taramaya girip girmemeye sağlık durumlarına göre kendilerinin karar vermesi gerektiğini bildiriyor.

2014’ de Kanada’ lı araştırmacılar taramalarda kadınların yüzde 22’ sinin kendilerine hiçbir zarar vermeyecek kanser teşhis edildiğini bulmuşlardı (2).

New England Journal’ deki başka bir araştırma ise rutin mamografilerle teşhis edilen kanserlerin üçte birinin hayati önemi olmadığı sonucunu gösteriyordu; bu bir milyon kadına aşırı teşhis konduğu manasına geliyor (3).

Norveç Kanser Kayıtları’ ndan faydalanılarak 1987-2010 tarihleri arasında meme kanseri teşhis edilen 20 yaşından büyük 1 milyon 800 bin kadın üzerinde gerçekleştirilen çalışma da meme taramalarının işe yaramadığını ortaya koydu (4).

İsviçre Tıp Kurulu, bundan böyle ülkede yeni mamografi programının başlatılmaması ve devam etmekte olanların da sınırlandırılması tavsiyesinde bulundu (5).

Gelelim neticeye

Mamografilerin tüm kadınlara uygulanmasının faydadan çok zarar verebileceğini gösteren araştırmalara her gün bir yenisi ekleniyor.

Mamografi taramaları ve ilave tetkikler sayesinde meme kanseri teşhislerinin arttığı doğrudur ama bunların “yanlış pozitif” sonuçlara, gereksiz kemoterapi, radyoterapi ve ameliyatlara yol açtığı, bu “aşırı teşhis” ve “aşırı tedaviden” birçok kadının zarar gördüğü de unutulmamalıdır.

Zaten mamografi taramalarından önce, taramanın faydası yanında zararlarının kadınlara açık ve net olarak anlatılmasının ve herkesin değil onay verenlerin tarama programına alınmasının daha uygun olduğunu savunan uzmanların sayısı giderek artıyor.

Mamografi kadınlara “dayatılmamalı”, yararları ve riskleri iyice anlatılmalı ve ancak onay verenler taramaya alınmalıdır.

YORUM EKLE