Mandacılar Geri Bir Hatta Mevzilenirken…

Amerikan vesayetinin etkin olduğu günlerin gladyosu, entelektüeli, bilim insanı görüntüsü vereni, bürokratı, emekli generali, köşe yazarı, istihbaratçısı velhasıl bir zamanların Amerikan vesayetçileri şimdi saldırı yerine savunmadalar.

Geri hatlarda yeni bir mevzide tutunmanın çabası içindeler.

Toplumdaki antiemperyalizm* yükseldikçe, eski mevzilerinde tutunacak güçleri kalmadı.

Tutunmaya çalıştıkları geri mevzilerden, Amerikan mermileriyle ateş etmeye devam ediyorlar.

Mühimmat olarak iki mühimmat kullanıyorlar. “Medeni dünyadan kopmayalım, Asya’nın karanlık çukuruna düşmeyelim” ve şark kurnazlığı yapmayalım.”

Tercümesi; Medeni dünyanın temsilcisi Amerika olduğuna göre, Amerikan vesayetini sürdürmeye devam edelim.

Amerika gelmiş güney sınırlarımızı tutmuş, namlularını Türkiye’ye doğrultmuş, mandacı diyor ki; PKK ile uzlaşalım. Yani Açılım Sürecinde olduğu gibi, ABD’nin talimatlarını yerine getirelim.

Kürdistan’ın kurulmasını görmezden gelelim. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü yok sayalım ve ABD’nin bölgede istediklerini yapalım.

Tabi bunu açıktan artık savunamıyorlar. Bir geri mevziiye çekildiler derken bunu anlatmaya çalışıyorum.

Bir başka ABD savunusu; Barzani’yi zayıflatırsak, PKK güçlenirmiş dolayısıyla eskiden olduğu gibi Irak’ın toprak bütünlüğü üzerinde jimnastik yapmaya devam edelimmiş!

Sanki Barzani ve PKK ayrı şeylermiş gibi. Barzani ile PKK arasındaki kayıkçı kavgasını esas alıp algı üretmeye çalışıyorlar.

Bölgede ABD’ye rağmen bir şey yapamazmışız, dolayısıyla ABD’nin dediklerini yapmalıymışız.  Tercümesi; şimdiye kadar olduğu gibi ABD’ye teslim olalım.

Suriye bataklığına girmeyelim. Peki ne yapalım? Cevap yok.

Aslında cevap varda artık açıktan söyleyemiyorlar. Cevap, ABD ne derse onu yapalım.

Vesayetçinin aklı Amerika’dan başka bir şeyi görmüyor ki yeni bir akıl üretsin!

Bölgede ABD varlığını savunan bu görüşler; aslında Kürdistan kurulsun biz de ses çıkarmayalım, görüşüdür.

Bir de şark kurnazlığı yapmayalım ifadesini dolaşıma soktular.

Biz ülkemizin şartlarına göre bir strateji yürütürsek bunun adı; şark kurnazlığı oluyor. Amerika gelir kirli savaş yürütür veya bombalarsa bunun adı bilimsel strateji oluyor.

Dedik ya, kafa Amerikan çıkarlarına göre programlanmışsa, artık Türkiye’den bakarak akıl yürütmek mümkün olamıyor.

Bunun anlamı da şu; Hem ABD hem de Rusya’yı idare edemeyiz, ekonomik yapılanmamız medeni dünyaya bağlı iki süper devleti aynı anda elimizde tutamayız.

Yeni dünya dengelerini, kapitalizmin geldiği kör çıkmazı, Amerikan finans sitemindeki yağma düzenini görmeyen ABD’den koparsak batarız mantığı… Yeni mandacılık diyebileceğimiz, Amerikancılık.

Medeni dünyadan koparsak sözü; Amerika’dan koparsak yok oluruz aklının bir başka şekilde ifadesidir.

Ah şu medeni dünya yok mu, dünyayı kendi çıkarları için cehenneme çeviren ama kendini melek gibi gösteren medeni dünya…

O medeni dünya için Tanzimat Paşası Abdullah Cevdet ne demişti? Bizden bir şey olmaz, Avrupa’dan damızlık erkek getirelim tüm sorunları çözeriz.

Toplumlarda kendine güvensizlik tavan yapınca, aşağılık duygusu toplumun aydınlarına da egemen olur.

Kurtuluş Savaşı öncesinde de böyle bir düşünce iklimi vardı. Amerikan Mandacılığı düşüncesi de buradan çıkmıştı.

Ülke halkına inanmayanlar, millete dayanmak yerine Amerika’ya dayanırlar.

Bu sebepten emperyalizmle savaş işbirlikçilerle savaştır.

*Onlar, antiemperyalizme milliyetçilik deyip aşağılamaya çalışıyorlar. Ülkeler kendilerini emperyalizme kaşı ne ile savunma yapar?

YORUM EKLE