Maksatlı Yalanlar Kümesi

Sevgili Bafralılar Malum tecavuzcülere af geldi adı altında yine çokça yayin organında, sosyal medyada ve her türlü platformda algı kirliliği ve bir çok yanlış ve maksatlı yalanlar kümesi dönüyor. En azından ben burada beni okuyan siz değerli okuyuculara ve gazetemizin kıymetli mudavimlerine olayın aslını aklımın erdiğince ve dilimin döndüğünce izah edeyim.

Aslında hiç hukuka girip kafa karıştırmaya gerek yok. Örnek vermek çok daha iyi açıklar yasa ile varılmak istenen noktayı ve giderilmek istenen mağduriyeti. Örneğin 17 yaşında bir kız ile 20 yaşında bir erkek birbirini sevmiş, aileleri karşı çıkmış ve bu iki kişi kaçarak evlenmiş olsun.

Sonra kızın ailesi davacı olsun kızım 18 yaşından küçük diye. Bir süre sonra araya aracılar girmiş, bir şekilde aileler arası küskünlükler giderilmiş olsun. Gençler sevmis birbirlerini madem bize de onlara saygı duymak düşer demiş bir şekilde aileler, herşey güllük gülistanlık iken hatta 3 çocuğu var ve aradan 5 6 sene geçmiş iken...

Bir gün bir bakıyorsun kapıda bir polis elinde tutuklama müzekkeresi ile beliriyor ve diyor ki hakkınızda kamu davası var ve karar verilmiş. Siz aileler arası barışmış olsanız da Sizi cezaevine götüreceğiz. Birde yaklaşık 10 yıl civarı bir hapis kararı oluyor bu tür davalarda. Sonra mağduriyet başliyor. Sonra kızı sarılıyor adamin bacağına, baba gitme..! Bu polis amcalar seni neden götürüyorlar. Eşi bir köşede ağlıyor, tek yaptığı sevdiği adamla bir yuva kurmak olan bu kadın belki 10 yıl 3 tane çocuğa hem annelik hem babalık yapmak zorunda kalırken. İçeride çalışmaktan yoksun kalan eşine de harçlık yollamak ona bakmak zorunda kalıyor. Eğer maddi durumlari düzgün ise bir nebze olay manevi zarar ile atlatılabilir. Ama birde zaten fakir bir ailenin başına bu durum geldiğinde işin nerelere varacağını düşünmek bile çok kötü. Daha sonra cezaevine yıllarca adama ziyaretçi olarak yine o çocuklar ve o kadın geliyor. Olayın özü bu, işte bu mağduriyeti gidermek icin duzenlenen bir yasa, Şimdi bu yasa oluşturulan bilgi kirliliği, zihin bulanıklığı ve bu nedenle insanların yaşadığı yasayı anlama güçlüğü nedeniyle komisyona geri çekildi ve çözüm bekleyen bir konu daha böylece çözülemeden rafa kaldırılmış oldu.

Aslında sorunlarımızı ötelemek, masa dan kalkmak bu mağduriyetlerinin çözümlerini başka baharlara ertelemek kolay. Fakat gerçekten çözüm istendiğinde bunun birlik ve beraberlik içerisinde yapılabileceği de çok açık. Tüm siyasi partiler eğer ortada bir mağduriyet varsa çözüme yönelik bir araya gelmeli ve gerçekten yapılabilecek şeyler üzerine konuşmalı. Olmaz demek değil, mesele öyle olmaz böyle daha güzel olur demek.

Çözüm üzerine hiç bir önerisi olmadan mevcut çözümü karalamak sadece var olan mağduriyetlerin devamı anlamına gelir. Bu, sadece bu mesele üzerinde değil malesef ülkemiz için önemli olan bir çok mesele üzerinde de bu şekilde olmakta. Artık farklılıklarımızı zenginlik sayarak memleket yararı üzerinde bir araya gelmeliyiz. Birbirimizin farklılıklarını onları karalamak için bir gerekçe olarak gormemeliyiz. Zira farkli düşünceler bizlere yeni ufuklar açmak için olmazsa olmazlarimizin başında gelmektedir. Bu bağlamda Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, halkın fikirlerine yön veren ışık tutan yazılı ve görsel medya ve köşe yazarları her birisi ayrı ayrı üzerine düşen rolü yapmaktan kacınmamalıdır. Bu vatan bizim ve bizim gidecek ikinci bir vatanimiz yok.

Tarih bize kol kanat germe rolünü biçmiş, lider olma rolünü biçmiş biz gidip hiç bir ülkenin kanatları altına girip sığınma isteyemeyiz. Ama bugün olduğu gibi çokça milleti kanatlarimiz altında himaye ederiz. Allah devletimize güç versin. Düşman çetin olsun ki kılıcımız paslanmasin. Zira bizim rehavete kapılma lüksümüz yok..

YORUM EKLE