Aylar öncesinden söyledik..

Daha kolay, daha hızlı, daha güvenli, daha doğru ve daha ekonomik test yöntemi var.

Aşılı olmayana kısıtlama doğru ama, PCR testi yanlış ve bu sürdürülebilir bir yöntem değil.

Önce şunu söyleyelim.

"Ya aşı ya test" şartı doğru mu evet..

Milli eğitimde 20-30 kişilik bir sınıfta aşısız bir öğretmen tarafından eğitim verilmesine, o sınıfta çocuğu olan tüm velilerin izin veriyor olması lazım. Aşı yaptırmayı tercih etmiş bir velinin 1,5 yıl boyunca çocuğunu pandemiden koruyup, sonra da buna onay vereceğini düşünmüyorum.. Hatta bazı ebeveynler kendileri için değilse de çocuklarını korumak için aşı oldular.

Toplu etkinlik, toplu taşıma, konser, maçlara gitme de benzer.

Aşı olmamayı tercih edenlerin bazı kısıtlamaları da kabul etmeleri toplu yaşamın gereğidir.

Ancak burada hükümetin yanlışı şu.

PCR Testi doğruluğu değişen varyantlar ile birlikte %30 bile değilken

PCR zorunluluğu yanlıştır.

Uygulama zorluğu ile maddi külfeti de cabası

Hükümet insanları aşıya zorlamak için, uygulaması rahatsız edici ve maliyetli PCR testi ile, çocukları iğne ile korkutan düşüncesiz yetişkinler gibi davranıyor.

Peki ne yapmak lazım.

Aylar öncesinden söyledik. 22 Nisan 2021 TBMM..

Hızlı tanı kitleri var. Tüm batı ülkelerinde havaalanı, hastane, eczane, okullar, hatta sokak ünitelerinde kullanılıyor demiştik.

3 ile 10 dakikada sonuç veren, doğruluk oranı %90 üzerinde , tükürükten veya parmak ucu kandan basitçe bakılabilir. Hem de PCR'a göre maliyeti çok daha düşük, 30 TL civarında.

Peki PCR ısrarı neden? Hükümetin asıl buna cevap vermesi lazım. O zaman PCR ısrarının nedeni de anlaşılır.