ÜLKELER NASIL KALKINDILAR? DERSLER..

Batı’da genel olarak sanayi kapitalizmi geniş devlet yardımları ve müdahalesi ile gerçekleşti.

Japonya’dan Avrupa ülkelerine, Amerika’ya kadar gelişmiş tüm ülkeler olumsuz dış etkilerden korundu

Bağımsız bir ekonomi politikası izleyebildikleri için sanayileşebildiler..

Örneğin JAPONYA devletçilikle, köylü sömürüsüyle, Meiji devrimiyle gelen arazi vergisiyle kalkınmak için gerekli olan sermaye birikimini sağlamıştır.

Örneğin RUSYA, 1880’lerden sonra devletçilikle sanayileşmeye başladı, 1917 Ekim Devrimiyle yeni bir yol izledi.

ALMANYA, tepeden inme yöntemlerle, merkeziyetçi devlet eliyle sanayileşti. Sanayi tekniklerinin öncüleri, 1870’den sonra devlet teşebbüslerini yöneten Prusyalı devlet memurlarıydı. Büyük atılım yaptılar.

Alman sanayisinin ilk temelleri 1834’te, 17 Alman Devletinin korumacı gümrük birliğiyle ve milli iktisatçıları List’in korumacı tezleriyle atılmış ve güçlenmiştir.

AMERİKA nasıl sanayileşti, diye merak edersek, İngiltere’den bağımsızlığını kazanarak deriz. Himayecilik ile de güçlenmişlerdir.

İNGİLTERE ve FRANSA ise, aşağıdan yukarıya iç dinamiklerle ama yine de kapitalizme geçişte devletin payının büyük olduğunu öne sürebiliriz.
Yani İngiltere “serbest ticaret” ile değil, “korumacılık” ile zenginleşmiştir.

Elbette bu devletlerin sermaye biriktirmede ve kalkınmalarında sömürgecilik olgusunu da hatırlatmak yerinde olur.

Tarihsel bilgiler bize serbest piyasa ekonomisi ile kalkınmış bir ülke örneği göstermemektedir.

Ülkeler hem uzun tarihlerinde hem de kriz, bunalım ve salgın gibi “darlık” zamanlarında hep “kalkınmacı devlet” müdahalesine gitmişlerdir.

2008 büyük dünya finans krizinde de bu günkü SALGIN ortamında da yine yoğun devlet müdahalesi söz konusudur.

Devletler bir yandan toplum sağlığını korumak ve yönlendirmekle bir yandan da üretken ve adil bir ekonomik yapının inşasına katkı vermekle yükümlüdürler.

Bunu kısmen de olsa başarabilen ülkeler yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğine doğru toplumsal mutluluğa yaklaşabileceklerdir.

YORUM EKLE