Sürekli gündemde olan konulardan birisi de tarım ve çiftçinin desteklenmesidir.
Esasen son 20 yılda tarıma ciddi destek ve teşvikler verilmiştir. Bugün en çok eleştirilen tarım destek ve teşvikleri ile kurulan çok sayıda işletme var. Elbette daha yapılması gereken çok iş var. Tarım strateji ve ilkelerinin doğru şekilde belirlenmesi ve uygulanması gerekiyor.
Geçtiğimiz yıllarda spekülatif amaçlı stokçuluk nedeniyle meyve ve sebze fiyatlarında yaşanan olağan üstü artışa bağlı olarak vatandaşların alım gücünün azaldığı ve enflasyon artışına neden olduğunu görmüştük. Bu yüksek fiyatlardan üreticiler, çiftçiler hiçbir şekilde faydalanmadığı gibi, fahiş fiyatlardan dolayı satışlar düştüğü için çiftçinin cebine giren para da düşmüş oldu. Burada tüm kazanımlar spekülatörlerin, stokçu toptancıların cebine girmişti.
Bir akademisyen olmanın yanı sıra çiftçi olmam hasebiyle tarımsal duruşumuzu ve çiftçimizin beklentilerini daha rahatlıkla yazabileceğimi düşünüyorum. Umarım görüşlerimiz ve önerilerimiz kendisi de sahadan gelen Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli ile Bakanlık bürokrasisi tarafından değerlendirilebilir.
Bakanlığın Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlüklerinde, taşra teşkilatlarında çok tecrübeli ve fedakar personeli var, bunların sahada daha etkin kullanılması gaydalı olacaktır.
Esasen çözülmesi gereken sorunların başında kaliteli ve standartlara uygun meyve üretimi olmakla birlikte, bence en büyük sorun çiftçinin ürününün en düşük maliyetle ve değerinde bir satış tutarı ile pazara ulaştırılmasının sağlanmasıdır. Marketlerde, pazarlarda meyve sebzenin fiyatının yüksek olmasının en büyük nedeni nakliye, depolama, paketleme-boylama ve ambalajlama maliyetleri ile satış olanaklarının azlığıdır. Meyveciler bakımından değerlendirildiğinde, aracının, toptancının, tüccarın kâr marjı; ambalaj-kasa-boylama ve paketleme maliyeti; nakliye; market karı; fireler derken üretici maliyetlerinden dolayı tüketici yüksek fiyatlarla meyve sebze almak zorunda kalıyor. Bunun yanında bir de stokçular ve spekülatörler devreye girdiğinde fiyatlar 2-3 katına çıkabiliyor. Üreticinin meyvesini sağlıklı koşullarda saklamaması veya nakletmemesi durumunda yaklaşık yüzde 20-25 arasında da bir kaybı olduğunu da eklemeliyiz. Meyveler çoğu zaman sağlıklı koşullarda saklanmadığında ve taşınmadığında ürün kaybı ve fire fazla oluyor. Çiftçi çok düşük tutarlarla ürününü toptancıya komisyonculara veriyor, buradan üzerine konulan kârla beraber her el değiştirdiğinde fiyat katmerli şekilde artıyor ve bundan en büyük zararı da çiftçi ve vatandaş görüyor.
Öncelikle üretim girdilerinin satışı üzerinden destekleri verecek bir sistem geliştirilmeli ve üretim maliyetleri düşürülmelidir. Yine çiftçilere tarımsal destek verilmesi amacıyla getirilen ziraat mühendisi tarım danışmanlarının etkinliği ve faaliyetleri artırılmalıdır. Devamında ise satış ve pazarlama yönünden desteklenmelidir. Örneğin Tarım Kredi Kooperatiflerinden mazot alan çiftçilere doğrudan pompada indirim yapılarak yakıt maliyeti düşürülebilir. İlaç ve gübre fiyatlarından alımlarda doğrudan desteklerle indirim sağlanabilir. Sorunun kökten çözümü için çiftçinin ürettiği ürünlerin sağlıklı koşullarda depolanması, satışının makul fiyatlarla ve kamusal destekle sağlanacak büyük ölçekli depolama-paketleme ve pazarlamasının yapılmasının sağlanması gerekiyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı, damla sulama, dolu filesi, telli terbiye sistemi, soğuk hava deposu ve boylama-paketleme tesisi, sera vs. gibi işler için bölgesel akredite şirketlerle anlaşma yapmalı ve yapılacak yatırımı bu firmalar üzerinden ve bakanlık gözetiminde yaptırmalıdır. Vatandaş yatırımın kendine düşen kısmını başta ödedikten sonra iş bitince bakanlık kalan destek tutarını doğrudan bölgesel akredite şirketlere ödemelidir. Böylece hem daha düşük maliyetle tesisler kurulur ve hem de doğru tesislerin kurulması sağlanmış olur.
Meyve üreticisinin en önemli sorunu soğuk hava deposunda ürünlerini saklama ve depolama, ürünleri satarken boylama, paketleme ve satış kanallarının yetersizliği. Az sayıda büyük çiftçi soğuk hava deposu ve paketleme-boylama tesisi kurabilecek ekonomik güce sahip. Meyvecilikte küçük çiftçinin tek başına soğuk hava deposu ve paketleme-boylama tesisi kurması mümkün değildir. Soğuk hava deposu, paketleme-boylama ve nakliye girdilerinin düşürülmesi ile hem fireler azalacak ve hem de aracıların aradan çıkarılmasıyla birlikte düşük fiyatlarla meyve sebze tüketiciye ulaştırılabilecek.
Dolayısıyla nüfusuyla orantılı olarak Tarım Kredi Kooperatiflerine, büyükşehir belediyelerine, ilçe belediyelerine onbinlerce tonluk entegre soğuk hava deposu ve içerisinde kasa üretimi, paketleme boylama olan entegre soğuk hava depoları yapılmalı. Depoya ürün teslimi yapan çiftçilerin ürünleri depo tarafından çiftçiye sertifika verilmeli, bakanlığın TARBİL sistemine kaydedilmeli ve bu sertifika ile bankalardan kredi kullanılabilmeli ve ürünler çiftçinin talebine bağlı olarak belli komisyon karşılığında depo tarafından satılabilmelidir. Bu sağlandığında üründe fire azalacağı gibi çiftçinin maliyeti de düşecek, pazarlama sorunu olmayan, aracı/spekülatör eline mahkum olmak istemeyen çiftçilerde daha kaliteli ve daha fazla üretim yapacaktır. Yine nakliye masraflarını düşürmek ve bölgesel kalkınmayı desteklemek için zincir marketlere satış yaptıkları sebze-meyvenin en azından yüzde ellisini bulundukları bölgedeki kurulacak soğuk hava deposu işletmelerinden, çiftçilerden veya çiftçi kooperatiflerinden temin etme zorunluluğu getirilmesi ile tarımda sorunlar azalır ve fiyatlar düşer.