Suudiler Neden Herkesin Gündeminde?

Bu sorunun çok basit cevabı varmış gibi görünüyor. Lakin iş o kadar basit değil. Dünya dengeleri değişirken elbette enerjinin paylaşımı gündemin birinci maddesi olacaktır.

Emperyalizm her şeyini kaybetmeyi göze alır ama enerji ve hidrokarbon kaynaklarını kimseye kaptırmak istemez.

Kaşıkçı cinayetinin gündemden düşmemesinin asıl nedeni, Suudilerin elinde tuttukları enerji kaynaklarıdır. Kaşıkçının katledilmesi kimsenin umurunda değil ama değişen dünya dengelerinde, ABD’nin son kalesi olan Suudi kalesini kaybetmek istemiyor.

Amerika’nın Suudi mafyasını açıktan desteklemesinin asıl nedeni, daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi petro-dolar meselesidir.

Trump’ın en önemli özelliği; Amerikan çıkarlarını savunurken, diplomasiye gerek duymadan açıkça kendi çıkarını ifade etmesidir.

Diplomatik nezaket perdesinin arkasına saklayarak müzakere yürütme dönemi artık geride kaldı.

Dünyanın yeniden bölüşüm savaşı içinde olduğunu düşünürsek, diplomatik nezaket ile Pazar paylaşımının olmayacağını herkes bilir.

Yeni bir dünya savaşı arifesinde olduğumuza işaret eden durum. Bu durum, şirket ortaklarının karların iyi olduğu dönemlerde, ufak tefek kaçaklara göz yumup, genel çıkarlarını düşündükleri ve birbirlerine karşı nazik olmaları, yani birbirlerine diplomasi yapmaları dönemi bitince, şirket ortaklarının eski hesapları bir bir ortaya dökerek ağza gelmeyecek lafları birbirlerine söylemesi gibi…

Amerika ve diğer dünya ülkeleri ilişkisine şöyle kabaca bakacak olursak, neredeyse Amerika’nın tek müttefiki Sünni Arap ülkeleriymiş gibi bir manzara ortaya çıkıyor.

ABD, Rusya’ya ambargo uyguluyor. Rusya’ya düşman. Çin elindeki Amerikan tahvillerini satıyor diye Çin’e ticaret savaşı açmış. Almanya ve Avrupa’ya diyor ki, artık ben sizi Rusya’ya karşı korumam. NATO’nun giderlerini karşılayın.

Amerikan çıkarlarının tehditlerle karşı karşıya olduğu bir dönemde, Kaşıkçı cinayeti çıkmış. Dünya entelektüel entelijansiyası, insan hakları prensiplerinden ötürü, ABD çıkarlarını düşünmeden konuşuyor. Durum bu olunca Trump’ın nazik olmasını kimse beklememelidir.

Dünya pazarlarının yeniden bölüşüme uğradığı bir dönemde, ABD’nin Suudi Arabistan’ı kuruma çabası…

Trump ve takımı sadece bize diplomatik nezaket uyguluyor. Havuç sopa sistemine devam ediyor.

ABD Savunma Bakanı Mattis demiş ki; Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın Doğusuna, yeni Gözetleme İstasyonları kuracağız, beş yüz ABD askeri daha gönderip, gözetleme istasyonlarında bu 500 kişiyi istihdam edeceğiz.

Bu gözetleme kuleleri, Türkiye’ye sızacak DEAŞ terör gruplarını engelleyecekmiş!

Teröristleri korumak için kurduğu üsleri, sanki bize sızacak terörü engellermiş gibi satmaya çalışıyorlar. Çocuk kandırma işlevi…

Elbet bizim de kabahatimiz büyük. Amerikalıların çocuk kandırma çabalarını diplomasi gibi alırsak, Çavuşoğlu ABD ile bu çocuk kandırma oyununu oynarsa, onlarda bize bu çocuk oyununu tekrarlarlar.

ABD ile yürüttüğümüz bu sahte stratejik ortaklık oyunu Amerika’ya değil, Türkiye’ye zarar vermektedir. Membiç’de uygulanan ABD Türkiye ortaklık oyununu, Fırat’ın Doğusuna da uygulayacakmışız!

Bu gereksiz sahte stratejik ortaklık oyunu yerine, zafer kazanmış, ülkesini ABD terör örgütlerinden önemli ölçüde temizlemiş Suriye meşru devleti ile dürüst ilişkiler kurmak gerekmektedir.

Suriye ve Türkiye’ye saldıran Amerika’dır. Türkiye ve Suriye ABD’ye karşı ittifak yapmalıdır. Bunu yapmamak Suriye’de ABD’ye imkanlar hazırlamak demektir.

YORUM EKLE