Elbette “erkek milleti” mutfakta bir yerde toslayacak.
Çatalın yerine bıçağı koyması, önlük yerine havluyu boynuna takması..
Üstüne başına yemek dökmesi, zeytinyağı ile sirkeyi karıştırması da az rastlanır değil.
Ya, temizlik işinde silme beziyle kurula yapması.
Aynalardan başlamak yerine doğruca kapıya yönelmesi..
Efendim, “kadın duyarlığı” denilen şeyden niye bu kadar uzağız acaba?..
Elbette bunları yaptıkça evin kadını kızacaktır bize ve laf söyleyecek.
Bu eleştirilerden nasıl kurtulurum, diye düşündüm.
Aklıma iki yol geldi.
Ya kendimi dikkatle toparlayıp her işi, mutfağından banyosuna, temizlikten yeme içmeye hızlıca öğrenip hatasız yapmalıydım,
Ya da boş verip, “hata yapmaya” devam etmeliydim.
İkincisi de bir çözüm mü sizce?
Bence de değil, ama; inanın dostlar bana yaradı ve çözüm oldu.
Nasıl mı?
Durun anlatayım;
Bir gün uzak bir ülkeden oğlumuz aradı;
“Baba merhaba, ne yapıyorsun”?
Ben çok üzgün bir görünümle;
“Ne mi yapıyorum, söylersem bana gülersiniz”
“Yok baba, lütfen söyle, niye gülelim ki?”
“Söyleyemem oğlum ne yaptığımı”
İyice meraklandılar.
Neyse, söyledim uzatmadan..
“Ne mi yapıyorum”?
“Evet baba, ne yapıyorsun”?
“Hata yapıyorum oğlum, hata.. sürekli hata yapıyorum”
“Ben hata yapıyorum, sabahtan akşama, annen de onları düzeltiyor.”
Bizim çocuklar tabii doktora sahibi, anında bastılar kahkahayı..
O günden sonra tekrar yığınla “hata yaptığım” halde, Bizim Hanım tek kelime eleştirmedi beni..