Selahattin Şenliler, bunun önlenmesi için 7 Haziran'da herkesi iktidara karşı güç birliği yapmaya davet etti.
Büyük Birlik Partisi (BBP), Orta Karadeniz Bölgesi mutat toplantısı 9 ilin iştiraki ile Samsun’da gerçekleşti. Toplantısında,7 Haziranda yapılacak olan genel seçimde son hazırlıkların yapıldığı, sandık kurullarında görev alacakların tespiti, BBP aday adaylarının tanıtılması, adaylık durumlarının görüşülmesi ve siyasi gelişmeler görüşüldü.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Orta Karadeniz bölgesi il başkanları, ilçe başkanları Samsun'da toplandı.
My House Hotelinin Ravza Toplantı salonunda gerçekleşen toplantıya; BBP Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler, BBP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Sevim Sezgi Demir, BBP il başkanları, BBP ilçe başkanları ve parti üyeleri katıldı.
Burada BBP il, ilçe başkanlarına hitap eden Şenliler, 7 Haziran seçimlerinin gelmiş geçmiş seçimler arasında en kritik seçim olduğunu söyledi.
'GÜÇ BİRLİĞİ YAPARAK BU FESATLIĞA DUR DEMELİYİZ'
Seçimler için vatan ve milletin menfaatine olacak her türlü ittifak için arayış içerisinde olduklarını kaydeden Şenliler, "BBP aldığı oy oranı ile belki sıralamada Meclis dışındaki en büyük parti olarak görülüyor. Meclis dışında da olsa BBP özgül ağırlık itibariyle taşıdığı keyfiyet itibariyle Meclis'te bulunan pek çok partiden daha etkin bir kamuoyu gücüne sahiptir. Yeter ki biz taşıdığımız değerin, taşıdığımız özgül ağırlığın farkına varalım. Bunu diğer partiler de iyi biliyor. Demir çarığı ayağımıza giydik, asayı elimize aldık, Anadolu'da kapı kapı dolaşıyoruz. Şu anda Türkiye'nin 8 bölgesinde bölge toplantılarımız var. Biz 7 Haziran'da hangi şartlarda olursa olsun milli ve yerli güçlerin mutlaka iş birliği, güç birliği ve eylem birliği yaparak bu fesatlığa, bu ihanet oyununa, bu hainlik yarışına dur demesi gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
'TÜRKİYE GERÇEKTEN BİR KIRILMA NOKTASINDA”
Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan ortak açıklama ve Diyarbakır'da okunan Öcalan'ın mesajı üzerinden hükümete yüklenen Genel Başkan Yardımcısı Şenliler, şunları ifade etti:
"Şimdi bugüne bakıldığında hangi yabancı üst akıllardan, hangi mahvellerden alınan talimatlar yerine getiriliyor bilemiyorum ama işlediği suçlardan dolayı yerelde ve ulusal mahkemelerde cezası onanmış 10 binlerce vatan evladının kanı elinde bulunan bir idam mahkumunun, katilin mesajı Diyarbakır meydanında barış mesajı gibi ilan ediliyor. Bunun mesajı da bir anlaşma, sözleşme, mutabakat üzerine orada ilan ediliyor. Dolmabahçe Sarayı'nda düşman namlusunun çevrili olduğu dönemde bile ecdadımızın imzalamadığı saraylarda bugün ne yazıkki vatanın bölünme haritaları, manifestoları imzalanıyor. Sonrasında da anlaşmanın Diyarbakır meydanında alenen deklerasyonu yapılıyordu. Diyarbakır'da Nevruz'da okunan bildiriler, orada söylenen laflar Türkiye'nin hukuken ve resmen olmasa bile fiilen bölündüğünün fotoğrafıdır, resmidir, tescilidir. Eğer bu 7 Haziran'da yapılacak seçimlerde Anayasa'yı değiştirme yetkisi ve çoğunluğu iktidarın elinde olur ise 8 Haziran, Türkiye'nin şu anda fiilen olan bölünmesinin resmen ve hukuken de bölünme sürecine girdiği bir tarih olacaktır. Allah muhafaza. O yüzden üzerine basa basa söylüyorum. 7 Haziran seçimleri, ben 45 yılda yaşadığım seçimlerde duyduğum 'bu seçimler çok önemlidir' sözü bu seçim için söylenmelidir. 7 Haziran'dan sonra oluşacak TBMM belki bir kurucu meclis hüviyetine dönüşecektir. Bu ülkeyi parçalayacak ve yeniden kuracak. Eğer 7 Haziran seçimleri sonrası iktidarın istediği şekilde bir sonuç ortaya çıkarsa bu şekilde bir daha toplanamayabiliriz. Bu partiler olamayabilir. Bu tehlikeyi iyi görelim."
'CUMHURBAŞKANIN TARAFSIZLIĞI KALMADI'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa'yı çiğneme pahasına adeta seçim mitingleri düzenlemek için şehir şehir gezmesine tepki gösteren Selahattin Şenliler, "Recep Tayyip Erdoğan şu an için tarafsız olmadığı için 70 milyonun Cumhurbaşkanı olamıyor. Öyle bir noktaya getirildi ki Türkiye, geçmişte Erdoğan Refah Partisi'nden İstanbul Belediye Başkanı seçildiğinde yüzde 25 civarı bir oy almıştı. Kalan yüzde 75'lik kesim kendisinden nefret etmiyordu. Ona karşı çıkmıyordu. Oy vermedim ama o da bizim başkanımız diyordu. Keza 2002 yılında AKP tek başına yüzde 36 oy alarak iktidara geldiğinde yine diğer kısım kendisinden nefret etmiyor ve düşman görmüyordu. Ama şimdi yüzde 51 ile Cumhurbaşkanı olmasına rağmen kalan yüzde 49'u kendisini sevmiyor. Yani bir kamplaşma, düşmanlaşma ortaya çıkarıldı. Sürekli bir mağduriyet edebiyatı ile bir düşmanlaşma ortamı sağlandı" diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından il başkanları toplantısı basına kapalı olarak devam etti.
NAMIK AZGIN