Ekonomiye egemen elitler, siyaseti bırakalım ekonomiye bakalım diyorlar. İçinde yaşadığımız ortama çok uygun gibi görünen bu söyleme derinlemesine baktığımızda işin içinde iş olduğunu görürüz.
Onların siyaseti bırakalım ekonomiye bakalım demesiyle halkımızın ekmek teknesine bakalım demesi arasında çok büyük farklar ve çıkar uyuşmazlıkları vardır.
Önce şu gerçeği tespit edelim. Ekonomi ve siyaset, birbirinden ayrı bir anlayış ve eylem biçimi değildir. Daha ileri giderek ekonomi siyasetin yoğunlaşmış halidir diyebiliriz.
Siyasetin alanı genişledikçe, ekonominin söylem alanı daralıyormuş gibi görünse de ekonomi ve siyaset aynı doğrultuda gidiyorsa aslında ikisi birden belli bir çıkar gurubu doğrultusunda hizmet ediyordur demektir.
Siyasetin söylem alanı genişlerse, halkın taleplerinin de siyaset alanı içinde artık yeri var diyebiliriz. Yani siyasetsiz bir dünya çıkar mücadelesinin son bulduğu bir dünyadır
Seçimler bitti. Siyaseti az konuşalım ekonomiyi çok konuşalım diyenlerin, görünmeyen çıkarlarına da bakmak gerek.
Siyaseti az yapalım diyerek, ekonomik söylemin genişlemesini isteyen egemen sermaye kesimleri, tanımını tam olarak vermeseler de, dedikleri şu; çok uluslu şirketlerin ekonomide halkımıza reva gördüğü ekonomik siyasetlerle devam diyorlar. Ekonomik krizi nasıl çözeceğiz diye sorulduğunda, böyle bir sorumluluğa ortak olmuyorlar. Krizin bedelinin halkın sırtına bindirilmesinde, bir beis görmüyorlar.
Sıcak para ile günü geçirme ekonomisinin devamından yana tavır koyuyorlar. Nasılsa karlar özelleştirildi. Sıra zararın halka paylaştırılmasındadır diyorlar. Malı götürenler onlar ama hesabı verecek olan siyasi iktidarlardır, diye hesap yapıyorlar.
Krizden çıkıp üretim ekonomisine geçmek için bir direnme ekonomisi döneminden geçmeye, yani bir bedel ödemeye yanaşmıyorlar. Böyle bir durumda siyasi söylem azalsın demek, haksızlığa uğrayanlar konuşmasın demektir.
Hadi ekonomiyi konuşalım kriz var krizden nasıl çıkacağız? Elini taşın altına sokan sermaye elitlerinden ses yok. Reform ve yeniden yapılanmaktan söz eden sermaye elitleri bizim karlarımızı garanti edin gerisine bakmayın diyorlar.
Hep bana dünyasında siyasi söylem azalmaz. Siyasi söylemi sınırlarsanız, dahil olanlar ve dışlananlar olarak ayırım yaparsanız, kişilerin rejime verdiği rızayı ortadan kaldırırsanız. Müzakere ortamını yok sayarsanız, ülkeye en büyük kötülüğü yapmış olursunuz.
Bülent Esinoğlu
[email protected]