Evet Siyasal İslam ve militarist milliyetçilik sandıktan umudunu kesti. Umudunu kestiğinden, muhalefetin ısrarlı seçim taleplerini geri çeviriyor.
Eskiden olsaydı, hemen bu seçim talebinin üzerine atlar ve kazanabileceği ortam varken, bir seçim daha yaparak yoluna devam ederdi.
Aslında yoluna devam edemeyen sadece iktidar değil, muhalefet de sandıktan emin değil. Halk ise, İstanbul Belediye seçimlerinin iptalini esas alarak, meşru bir seçimin olup olamayacağından kuşkuludur.
Bu hissiyat aslında, meşruiyet alanının daraldığını gösterir.
Belediye seçimleri, iktidarın kanunlar karşısında nasıl tavırlar alacağını da halka anlatmıştır.
Gelecekte yapılacak genel seçimlerin de iktidarın kaybetmesi durumunda, iptal edilebileceği kuşkusu, gittikçe artmaktadır. 7 Haziran Seçimleri de buna bir başka örnektir.
Her türlü iç ve dış konuyu, manipüle ederek halkın önüne kaymaya alışmış bir iktidarın, seçim sonuçlarını da manipüle eder düşüncesi, insanımızın içini kemirmektedir.
İçeride halkına milliyetçi ve dinci hamasetten başka bir şey veremeyen, üretim alanlarını genişletemeyen, işsizliği, servet sınıfının çıkarlarına emanet etmiş olan siyasi iktidar, bayrak ve namazın arasına sıkışıp kalmıştır.
Sıkışıp kaldığı diğer alan ise, dış siyasettir. Militarist milliyetçilik ve İhvancı söylemler hem Rusya hem Amerika hem de Çin ile olan ilişkileri zehirlemiştir.
Arapları, ülkemizin karşısına dikmiş ve Güney sınırlarımız adeta işlemez ve sadece masraf kapısı olmuştur.
Ekonomide sınırsız borçlanmanın bedelinin ödenmesinin zamanı gelmiştir.
Eğer yapılırsa, bir seçimden sonra, kaldırılacak büyük bir cenaze vardır. Borçlar cenazesi 1,2 trilyon dolardır.
Önümüzdeki bir buçuk yıl içinde, ülkemiz define bulmayacağına göre, muhalefeti de büyük bir harabe ve virane onları beklemektedir.
Bu borçlardan kurtulmak, sadece demokrasi sağlanarak çözülebilecek gibi görünmemektedir. Çok çok radikal kararlar gerekir.
Zülfüyâra dokunmadan alınabilecek bir yol yoktur.
Zaten önümüzdeki bu bir buçuk yıl içinde, 1,2 trilyon borcun ne demek olduğunu, hem iktidar hem de muhalefet anlayacaktır.
Türk halkına kemerleri sıkacağız dediğinizde, biz size, halkımızın kemerlerini sıksın diye mi oy verdik demeyecekler midir?
İktidara kim gelirse gelsin, önümüzde, büyük bir enkaz var. Bu enkaz, halkın rızası alınmadan kaldırılamaz.
İktidar hala her şeyi güllük gülistanlık gibi göstererek, kendi ayağını kurşunluyor.