Pandemide KOVİD dışı hastalıkları olanların özellikle de kanser hastalarının sağlık sisteminin ağır yükü ve insanların da hastanelere gitmekte tereddüt etmeleri dolayısıyla zarar gördükleri biliniyor.
Salgından en çok etkilenen ülkelerden olan Hindistan’ da 41 kanser merkezinde yapılan araştırmada 1 Mart ve 31 Mayıs 2020 ile aynı dönemin 2019 yılı kıyaslandı.
Buna göre, 1 Mart ve 31 Mayıs 2020 arasında yeni hasta sayısının 112.270’ den 51760’a düştüğü (yüzde 54 azalma), hasta takip muayenelerinin 634.745’ den 340.984’ e düştüğü (yüzde 46 azalma), hastane başvurularının 88.8012 de 56.885’ e düştüğü (yüzde 36 azalma), kemoterapi gören hasta sayısının 173634’ den 109.107’ e düştüğü (yüzde 37 azalma), büyük cerrahi müdahalelerin 17.120’ den 8677’ e düştüğü (yüzde 49 azalma), küçük cerrahilerin 18.004’ den 8630’a düştüğü (yüzde 52 azalma), ışın tedavisi görenlerin 51.142’ den 39.365’ e düştüğü (yüzde 23 azalma), patoloji testlerinin 398.373’ den 246.616’ ya düştüğü (yüzde 38 azalma), radyolojik tetkiklerin 93.449’ dan 53.560’a düştüğü (yüzde 43 azalma) ve palyatif bakımın 19.474’ den 13.890’a düştüğü (yüzde 29 azalma) tespit edildi.
Bu azalmalar Nisan-Mayıs 2020 döneminde daha belirgindi.
Kanser taramaları tamamen durdurulmuş veya merkezlerin yüzde 70’ den fazlasında kapasitelerinin yüzde 25 altına inmişti.
Bu azalmalar, küçük ve orta büyüklüktekilere göre büyük merkezlerde daha yüksek bulundu.
Araştırmacılar, kanser taramalarının kesintiye uğraması ve gecikmiş hastane başvurularının kanserlerin daha ileri evrelere geçmesine sebep olmasının uzun vadede çok ciddi neticeleri olacağına dikkat çekiyorlar.
Bizde de durum bundan farklı değil
Sağlık Bakan Koca, “Salgın süresince salgından yaklaşık 50 bin insanımızı kaybettik. Salgın sebebiyle ertelenen sağlık hizmetleri sebebiyle yaşadığımız kayıp ise bundan çok daha büyük” diyor ve şunları ekliyor:
“Örneğin, kalp krizi teşhisleri salgın döneminde yüzde 56 azalmasına rağmen kalp krizine bağlı ölümler yüzde 10’dan fazla artış gösterdi. Bu durumun temel sebebi salgın döneminde sağlık hizmetine ulaşımın yavaşlaması ya da salgın dışındaki sebeplerden hastanelere gitmekten imtina edilmesidir.
Covid-19 ölümlerini Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlere göre tespit edip 50 bin kaybımız var derken en az bir bu kadar vatandaşımızı daha kaybettik. Bugün küresel ölçekte en az 3.9 milyon insan Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti ancak doğrulanmamış vakalar ve dolaylı nedenlerle 10 milyonun üzerinde ölüm de Covid-19 ve onun yıkıcı etkisi olduğu değerlendiriliyor.
Gelecek 3 yıl boyunca hastalığı geçirmiş kişilerde ne tür yan rahatsızlıklar çıkacağı tespit edilemese de mevcut ölümlerin 3-4 katı kadar daha kayıp beklendiği belirtilmektedir. Hastalığı geçirdikten ve tamamen iyileştikten 45 gün sonrasında yaşanan ölüm olaylarını incelediğimizde özellikle 65 yaş üzeri grupta vefat sayılarının 2 kattan fazla arttığını tespit ettik.”
Gelelim neticeye
Pandeminin gereksiz hastane başvurularını azaltarak sağlık hizmetleri ve şahsi sağlığa olumlu tesirleri yanında bu araştırmanın da ortaya koymuş olduğu gibi başta kanser ve kalp-damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın teşhis ve tedavisini geciktirdiği ve bu yüzden birçok insanın zarar gördüğü de açıktır.