Erdoğan’ın “Londra mahkemeleri sizden bunu söke söke alır” şeklinde konuşması, ülkemizin nasılda, çok uluslu şirketlere teslim edildiğini açıklaması bakımından çok büyük bir ifşaattır.
Çok uluslu şirketlerin ulus devlet yetkilerini nasıl da yavaş yavaş eline geçirmesinin, ilk basamağı, Tahkim Yasası olarak da bilinen yasalardır.
Eğer yurt dışından borç alarak, yaptığınız her işin şartnamesini, çok uluslu şirketler yapar. Siz de altına imzanızı atarsınız. Artık o konuda, sizin söyleyecek sözünüz kalmaz.
Hükümet değişti. O şartnamede yazılı olan şartlar, Türk devletinin ve halkının aleyhineydi, ben tanımıyorum dediğinizde, hiçbir çok uluslu şirket size kredi açmaz. Geçmiş borçlarınızın ana paraları ve faiz dahil hepsini aynı anda ister.
Muhalefet dedi ki, “bu soygun şartnamelerini ben kabul etmeyeceğim. Şimdiden söylüyorum, ödemelerini de yapmayacağım.”
Eğer bir sözleşmeyi imzalamışsanız ve sözleşmede, Londra Mahkemeleri yazıyorsa, borcunuzu son kuruşuna kadar ödemek durumundasınızdır. Mesele bu sözleşmeyi yapmadan önce düşünmektir.
Aslında emperyalizm ulus devleti, sözleşmeler ve mukaveleler yolu ile teslim alır.
Emperyalizm demek; emperyalizm ile yapılan sözleşmelerde emperyal tarafın size dikte ettiği maddeleri kabul etmek demektir.
Çok uluslu şirketler ile yapılan her sözleşme, aslında ulus devletten koparılan önemli parçadır.
Her sözleşme, ülke bağımsızlığından bir parça koparır. En sonunda da sizi yöneten, siyaset biçimine varır. Ekonomik olarak da siyasi olarak da sizi yönetir duruma ulaşır.
Osmanlının Kapitülasyonlardan doğan borçlarını, 1954 yılına kadar, nasıl ödedikse, kapitülasyonlardan da daha feci olan Erdoğan borçları da öyle ödeyeceğiz.
Şartnameler yolu ile egemenlik devri, sadece fahiş ödemeler bilançosu değildir. Sözleşmede, ödemeler, dövizle yapılacak dediğinizde, Türk parasını da devreden çıkarmış oluyorsunuz.
Londra Mahkemeleri yetkilidir dediğinizde, Türk mahkemelerini de devre dışı yapıyorsunuz. Türk parasını yavaş yavaş tasfiye- şimdilerde değer kaybı diyorlar- yargının tasfiyesi, aslında devletin tasfiyesi anlamına gelmektedir.
Parası, mahkemeleri, sözleşmeleri geçerli olmayan bir devletin egemenliğinden söz edilebilir mi?
Borçlanmak ve borçlanırken borç verenin şartlarına boyun eğmek, yavaş yavaş devletimizi yok saymak anlamına gelir.
Neden Cumhuriyetin kurucuları borçtan çok korkarlardı, her borç egemenliğe vurulan bir darbedir de ondan.
Evet geldiğimiz yer; Osmanlının son geldiği yerdir. Vahdet’inin “Saltanat kasın, tüm Osmanlı toprakları, İngilizlerin olsun” dediği yere geldik.
Mevcut iktidar, “iktidarım kalsın yeter, gerisi ne olursa olsun” anlayışının Osmanlının son yıllarında ki anlayıştır.