KARDEŞ ŞEHİR BİŞKEK

30 Ağustos Zafer Bayramını kutladık.
Dün de 31 Ağustos yani Kırgızistan'ın bağımsızlığının 23. Yıldönümüydü.
Sovyet döneminden sonra Gorbaçov'un 1986'da başa geçmesiyle başlayan siyasal boşluk ve yeniden yapılanma (perestroyka) hareketi sonucunda Kırgızistan Cumhuriyeti 31 Ağustos 1991 günü bağımsızlığını ilân etti.
2009 yılında Kırgızistan'ı ziyaret etme fırsatı bulmuştum.
Kırgızistan Çin (Doğu Türkistan), Kazakistan kesişim noktasında..
Bişkek'e gitmiştim ilk olarak. Kırgızistan'ın başkenti.
Toplam Kırgızistan nüfusu yaklaşık 6 milyon. Bişkek nüfusu ise 1 milyona yakın.
Kazakistan'ın eski başkenti Almatı'ya 240 km uzaklıkta. Taksi ile gidilebiliyor.
Vize yok. Ancak uzun süreli kalmak isterseniz vize almanız gerekiyor.
Kırgızistan'a indiğimde ilk dikkatimi çeken eski Rus dönemi büyük şapkalı polis ve askerlerin sert mizaçları olmuştu.
Kırgızların misafirperverliği kardeş millet olan bizlere çok yakın.
Yedirmeden, içirmeden göndermiyorlar anlayacağınız.
Yemezseniz de kızıyorlar. Misafiri memnun etmek için ve yemek vermek için bankadan kredi çekenleri bile var diyorlar.
O derece yani…
Yemekler en az 3-4 postada ve 2-3 saat sürüyor. Sorduğumda bana “bu alışkanlık Sovyet döneminden kaldı. Eskiden bizlerin evlerde bir araya toplanmamız yasaktı. O nedenle bu yemekler ile bir araya gelebiliyorduk” cevabını verdiler.
Sovyet baskısında 1800'lerin sonlarında girmişlerdi…
Ben, kımız içmedim. Yanlışlıkla da at eti yemediğimi umuyorum…
Ama misafirleri için en güzel atlarını kestiklerini biliyorum.
Bir Türk olarak çocukluğumuzdan beri “Orta Asya'dan gelmişiz” lafı hep derslerimizde anlatılır, büyüklerimiz söylerdi.
İşte oralar “Ana Yurdumuz”…
Farklı bir maneviyat oluyor insanın içinde, duygulanıyor insan…
Hele o Ala-Too  yani “Tanrı Dağları” yok mu?
O bozkırlar, o Atalarımızın at koşturduğu, yurt kurduğu o yerler…
Bu duyguyu daha önce hiç yaşamamıştım. Her Türk yaşamalı…
Bişkek farklı bir şehir… Planlaması çok iyi yapılmış. Ruslar bu şehri tamamen yeniden kurmuşlar ..
Bolşevik askeri önderlerinden Mihail Frunze'nın anısına “Frunze” adıyla anılmıştır.
Tüm şehirdeki ağaçlar tek bir merkezden ve sulama kanalları ile sulanıyor.
Isınma işini de aynı şekilde çözmüşler. Tüm şehri tek bir merkezden ısıtıyorlar. Şehirde dev bir kalorifer merkezi olan fabrika gibi bir yapısı var.
Caddeler, sokaklar, meydanlar mükemmel bir disiplin içerisinde kurulmuş ve planlanmış. Bir mimar ile sohbetimde bana bu şehirleşme modelinin Ruslar'dan değil Almanlar'dangeldiğini, Alman mühendis ve mimarların planladığını anlatmıştı.
Bişkek'e çok yakın “Issık Gölü” mutlaka görülmesi gereken bir yer. Dünyanın en büyük 2. Krater gölü. Tam Kazakistan, Çin sınırında…
Bişkek'te Sovyet Rusya'nın dağılması sonrasında Türkiye izleri oluşmaya başlamış. Rahmetli Özal döneminde din adamlarımız diyanet aracılığıyla bu bölgeye gönderilmiş ve güzel bir üniversite kurulmuş. Kırgızlar o dönem olan yardımları asla unutmuyorlar.
Bizden sonra vehhabiler de bölgeye gitmişler. Onların camileri den ayrı. Zaten mimariden ayır edilebiliyor.
“NATO Transit Yük Merkezi Hava Üssü “ vardı o dönem. Stratejik bir bölge olduğundan tüm gözler oralarda yani. Rus, Çin, Türk Coğrafyası üçgeninde bir NATO üssü.
ABD'nin savaş uçakları vardı.  Afganistan'a giden ve oradan dönen Uluslararası Güvenliği Destek ve Koalisyon Gücü'nün tüm askerlerinin %98'lik kısmı bu üs üzerinden geçiyordu.
Bu aralar kapatılması söz konusu sanırım.
Kırgız Kardeşlerimizle olan bir yemekte ben kendilerine “bizler kardeşiz” demiştim. Onlar ise bana “biz kardeş değil, amca çocuklarıyız” demişlerdi.
Yani akraba topluluklar, kan bağları, soydaş olduğumuzu biliyorlar.
İlginç bir bilgi daha… Manas destanını ezbere okuyan kişiler var. Bunlara “Manascı” deniliyor. Mutlaka canlı dinleyip o enerjiyi hissetmek gerek. Rusya ve Çin zamanında tümkitapları ve kültürel varlıkları sistematik olarak yok etmişler ama Manascılar Manas Destanını ezberleyerek nesilden nesile aktarmışlar.
Daha birçok güzel anı ile ayrıldım Kırgızistan'dan…
Kültür turları ile gidip görmek gerek. Görmek ve o manevi hazzı yaşamak.
Bişkek'i bu kadar anlattım, bir de dipnot; Samsun ile Bişkek kardeş şehir…
Herkese iyi bir hafta diliyorum…
YORUM EKLE