Kanser Olmadan Kanser Teşhisi Konabilecek

Antalya Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Duran Canatan, mikro RNA’ya bakarak kişilerin kansere yakalanma riskini ortaya koyacaklarını belirterek, “Kanser olmadan tanısı konacak, kişi ona göre testlerini yaptıracak ve takibi yapılacak” demiş (1).

Ben bu tür kanseri önceden tespit ettiği iddia edilen veya kanser riskini belirleyen testleri -özel durumlar dışında- “genel manada” gereksiz, ticari ve hatta bundan öte zararlı buluyorum.

Bu dünyada yaşayan her kişi kanser riski taşıyor

Dünyaca ünlü bilim dergisi Nature’ da yayınlanan bir araştırma kanserlerin yüzde 90’ a kadar varabilen oranlarda dış faktörlere (beslenme, radyasyon, sigara…) bağlı olarak geliştiğini ortaya koyuyor (2).

Geriye kalan yüzde 10 kanserler ise değiştirmemiz mümkün olmayan mutasyonlar sonucu ortaya çıkıyor.

Buna göre, sağlık yaşamanın icaplarını yerine getiren bir kişinin kanser riski yüzde 90 azalacaktır.

Kanser riskini yüzde 90 azaltan hiçbir ilaç veya aşı olmadığı gibi olması da beklenmemelidir.

Herkesin vücudunda kanser hücresi vardır

Yaşayan her insanın vücudunda kanser hücresi vardır ve olmaya da devam edecektir.

Sağlıklı bir vücut ve bağışıklık sistemi bu kanser hücrelerini henüz bir tümör haline gelmeden yok ederler.

Buna göre de vücut tarafından yok edilecek kanser hücrelerini bir test ile belirlemenin hiçbir faydası olmaması bir tarafa bu tespitin yaratacağı stresin çok daha fazla zararı olacağı açık ve nettir.

Haberde geçen “Kişiler hasta olmadan kansere yatkınlığı ortaya çıkacak” sözüne çok güldüm.

İyi güzel de bunun için testlere gerek yok ki; yaşayan her canlıda kansere yatkınlık vardır, ancak ölüler böyle bir riske sahip değildir.

Erken teşhis her zaman işe yaramıyor

Taramalar sayesinde hayatı kurtulanlar da elbette var ama kanser erken teşhisinin de her zaman işe yaramadığı, bunların önemli bir kısmının kişide hiçbir belirtiye yol açmayacak ve ölümüne sebep olmayacak kanser teşhisi (overdiagnosis) manasına geldiği çok iyi biliniyor.

Overdiagnosis’ lerin de kemoterapi, radyoterapi, ameliyat gibi bazı durumlarda riskleri kanserden çok daha fazla olan tedavilere (overtreatment) kapı açması da kaçınılmaz oluyor.

Erken teşhis edildiği sanılan bazı kanserlerin (agresif kanserler) öyle hızlı seyredenleri oluyor ki, insanı adeta erken teşhise lanet ettiriyor.

Yüzde 90’ ı önlenebilir olan kanserlerin erken teşhisi ile zaman kaybetmek yerine önleyici tedbirlere ağırlık vermek aklın ve mantığın gereğidir.

Gelelim neticeye

BİR: Kanser önlenebilir bir hastalıktır, önlenebilir bir hastalığın erken teşhisi aslında geç teşhistir.

İKİ: Erken kanser teşhis eden veya kanser riskini belirleyen testlerin esas faydası bunların üreticisi şirketleredir.

ÜÇ: Kansere yatkınlığın belirlenmesinin zararları muhtemelen kanserin kendisinden çok daha fazladır.

DÖRT: Overtreatment modern tıbbın en önemli meselelerinden biridir.

BEŞ: Kanser olmadan kanser teşhisi insanı kanserden daha fena çarpabilir.

***

Anadolu Ajansı’ nın haberi:

Antalya Genetik Hastalıkları Tanı Merkezi Müdürü Prof. Dr. Duran Canatan, mikro RNA’ya bakarak kişilerin kansere yakalanma riskini ortaya koyacaklarını belirterek, “Kanser olmadan tanısı konacak, kişi ona göre testlerini yaptıracak ve takibi yapılacak.” dedi.

Aynı zamanda Pediatrik Hematoloji Genetik Uzmanı olan Prof. Dr. Duran Canatan, merkezlerinde düzenlediği toplantıda, kanserin dünyada en önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu, giderek arttığını bildirdi.

Kanserin 2020’de tüm hastalıkların önüne geçeceğini vurgulayan Canatan, bu hastalığın önlenmesi için birçok çalışma yapıldığını dile getirdi.

Güncel kullanılan tümör belirteçleri çok yanlış sonuçlar verdiği için bu konuda dünyada da yeterince çalışma olmadığını kaydeden Canatan, bu nedenle mikro RNA’ları seçtiklerini belirterek, Canatan, “İlk defa 30 ay önce ‘Kanserin Erken Tanısında Mikro RNA Kitleri’ projesine başladık. Meme, akciğer, kolon, prostat, mesane, mide, pankreas ve karaciğer kanserleri üzerinde çalıştık. Kanser türlerinde en önemli 32 mikro RNA seçilerek, 8 kanser türünü 142 hasta örneğinde ve 220 sağlıklı kontrol örneğiyle karşılaştırarak, 23 bin 750 test örneği çalıştık.” diye konuştu.

Çalışılan mikro RNA’ların 23’ünün çok anlamlı bulunduğunu belirten Canatan, her bir kanser türü için ayrı ayrı çalışma yapılarak, kit haline getireceklerini söyledi.

“Kişiler hasta olmadan kansere yatkınlığı ortaya çıkacak”

Canatan, şöyle konuştu:

“Bu hem erken tanı için hem de kişinin risk analizi için çok önemli. Kişi etrafında kanserli hastalar olduğunda daha telaşlanıyor. ‘Bende var mı, yok mu’ diyor. Biz mikro RNA’ya bakarak kişilerin kansere yakalanma riskini ortaya koyacağız. Kanser olmadan tanısı konacak, kişi ona göre testlerini yaptıracak ve takibi yapılacak. Projenin ilk aşamasını tamamladık. Projenin ikinci aşamasında ise Türkiye’de ve dünyada kanser merkezleriyle görüşerek, bu kitlerin kullanılmasını sağlayacağız. Bu çalışma sayesinde kişiler hasta olmadan kansere yatkınlığı var mı yok mu ortaya çıkacak. Kanserde erken tanı çok önemli, korunma temel felsefe olduğu için hastalığın erken tanısında kullanılacak bu kitler. Bu çalışmayla kişilerin risk analizini de yapmış olacağız.”

Sekiz kanser çeşidi üzerine yaptıkları çalışmanın ayrı ayrı patentini almak için başvuruda bulunacaklarına değinen Canatan, çalışmayı kit haline getirdikten sonra yurt dışına da ihraç edeceklerini kaydetti.

YORUM EKLE