İran’ın Irak’taki iki Amerikan üssüne yaptığı füze saldırısı konuşulurken, hep sorulan tek bir soru var. Bundan sonra ne olur?
Bu büyük ve önemli soruya cevap vermek için savaş olgusuna sistematik bakmamız gerekir.
Savaşın, siyasetin sıcak devamı olduğunu biliyoruz. Peki ya siyaset neyin devamı diye sorduğumuzda, ekonomi sözcüğünü ifade etmeliyiz.
Siyaset ekonominin(çıkarların) yoğunlaştığı alandır.
Amerikan finans sisteminin, dünyaya dayatılmasından bu yana, dünya büyük bir istikrarsızlığın içine girdi. Amerikan finans sistemini kabul etmeyen ülkelere, ABD ya savaş açtı ya da ambargolarla istikrarsızlığı daha da derinleştirdi.
Amerika’nın dayattığı ekonomik siyaset, halklarla ulus devlet yöneticilerinin arasını açtı. Açtı çünkü, yaşanılan finans krizlerinin bedeli, çaresiz insanlara ödetildi. Her krizde şirketlerin kasasına para koymak, zaten zengin olanları krizlerle daha zengin etmek ve bir sonraki krizlere davetiye çıkarmak, şeklinde yol alan finans kapital tıkandı. Bunlara büyük yolsuzlukları ve piyasanın manipüle edilmesini de ilave ederseniz sistemin kendisi zaten tıkanmıştı.
Tıkanan finans kapitalin en ön cephesinde, şimdilik İran görünüyor.
Finans kapitalin en önemli silahı dolardır. Doların barutunu ise petro-dolar doldurur. Onun için ön cephede İran vardır.
Aslında, İran Amerika hesaplaşması, ABD’nin kendi finans sistemini İran’dan başlayarak kurtarma savaşıdır.
Aslında dünya devletleri birer ikişer, ABD finans siteminden çıkmak için fırsat arıyorlar. Altın fiyatlarının yükselmesinden çıkaracağımız çok ders var.
İran karşısında, Amerika’nın yanında kimler olacak diye bakarsanız, İran ABD savaşının, süreçlerini de kolayca görebilirsiniz.
Ulus devletler kendi iç dünyasında, Amerikan finans sistemi ile ne kadar derin entegre olmuşlarsa, ABD yanında yer almaları o kadar yüksek olasılıktır.
Bu kurduğum cümleyi, finans kapitalden yana olanlar, dünya ile ekonominin entegrasyonu olarak ifade ediyorlar. Zaten zengin ama daha da zengin olmak isteyen bu zümreler, İran ABD savaşında Amerika’nın yanında olmamızı isteyeceklerdir. Siyasetleri bu yönde etkileyeceklerdir.
Savaşın kurallarının değiştiği ve ABD- İran misillemeleri ile işin devam edeceğini sananlar, yukarıda ortaya koyduğum çıkar dünyasını iyi düşünmeleri gerekir.
İran ABD savaşı, 1953 yılında Musaddık ile başladı, halen devam etmektedir. Duracağını hiç kimse hayal etmesin. Devam etmekte olan bu savaşın sonuçları, yeni bir dünya dengesinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.
Amerikan çok uluslu şirketlerinin savaş ihtiyacı, İran’ın savunma ihtiyacından çok yüksektir. ABD’yi yöneten, çok uluslu şirketlerin derin devletidir.