Canik Başarı Üniversitesi’nin ana sponsorluğu ve Bafra ilçesinde faaliyet gösteren çok sayıda firmanın da desteği ile organize edilen “Tarihe Sığmayan Destan Çanakkale” programına; Canik Başarı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Reşit Özkanca, Tarihçi Yazar Zafer Tarman, Samsun KEYDER İl Temsilcisi Ömer Kabaş, Samsun Ülkü Ocakları Başkanı Kürşat Geze, Türk Eğitim-Sen Bafra İlçe Başkanı İbrahim Akekmekçi, Bafra Orta Karadeniz Gazeteciler Derneği başkanı Altınova Gazetesi sahibi Bilal Mürtezaoğlu, Eğitim-Sen Bafra Temsilcisi Tacettin Koca, Türkav Bafra Şube Başkanı Gıyas Varol, Bafra Şehit Aileleri ve Gazileri Dayanışma Derneği Başkanı Mümine Ersin, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimler Derneği Bafra Şubesi Başkanı Saadet Var, Bafra Ülkü Ocakları Başkanı Cahit Müderrisoğlu, Öğretmenler ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Çanakkale savaşı sinevizyon gösterisi ile başlayan programda ‘hoş geldiniz’ konuşmasını KEYDER Bafra Temsilcisi Halil Özkök yaptı.
“BAŞTANBAŞA BİR DESTANDIR ÇANAKKALE”
KEYDER Başkanı Halil Özkök yaptığı konuşmasında, “Baştanbaşa bir destandır Çanakkale... Mehmetçiğin aslanlaştığı, aynı zamanda şefkat kahramanı kesildiği, yokluğun varlığa galebe çaldığı, imanın zaferinin bayraklaştığı, toptan bir milletin istikbalini pazara çıkarıp insanların ölüm kalım mücadelesi verdiği yerdir Çanakkale. Anlatılamayacak kadar çok harikulade hadisenin vuku bulduğu, ehl-i keşfin işaretiyle, Resulullah’ın da ruhaniyeti ile hazır bulunduğu Çanakkale hakkında pek çok kıymetli eser kaleme alınmıştır. Bu nadide eserleri okurken insan, kimi zaman gözyaşlarıyla, kimi zaman coşan bir gönülle seyrediyormuş gibi olur ve 80 yıl önceki olayları hayalinde bir kere yaşar. Akıl almaz hadiseler dehşetengiz olaylar zaman zaman insana gayri ihtiyari ‘olamaz böyle şey’ dedirtir. Japonların maziden çok iyi ders aldıklarını, Hiroşima ve Nagazaki’nin bir kısmını ikinci dünya harbi sonrasındaki durumuyla aynen bıraktıklarını, çocuklarını önce modern fabrikaları gezdirip ardından bu iki şehri ve tahribin boyutlarını gezdirip göstererek, “Eğer siz çalışmaz ve o modern fabrikaları daha da ileri götürmezseniz, birileri gelir, yine sizin memleketinizi bu hale çevirir” şeklinde ders verdiklerini okumuştum. Tarihten ders alabilen milletlerin geleceğe daha güvenle bakacakları da bilinen bir gerçektir” dedi.
Özkök, “İşte Çanakkale, ders alınacak çok yönlü olan ve tarihte eşine az rastlanan bir hadisedir. Evet, o derslerden biri de imanla gerilmiş Mehmetçiğin akıllara durgunluk veren insanlık dersidir. Ateş çemberi içinde mürüvvet sergilemesi, şefkat ve merhamet kanatlarını sonuna kadar yerlere sermesi, aciz ve muhtaçların imdadına koşması eşine az rastlanır bir düzeydedir. Bu minvalde sayısız örneklerden sadece birini müsaadenizle arz edeyim. Çanakkale’de yedi oğlundan dördünü şehit veren Samsun’un Bekdiğin köyünden Ali Çavuş’un hikâyesi çok ilginçtir. Mehmetçik süngüyle hücuma kalkar ve düşmanı geri püskürtür. Geri kaçarken bazı yaralı düşman askerleri de siperlerde kalır daha geri gidemezler. Ali Dayı, düşman askerlerinden iki tane Anzak askerini bu şekilde siperde yaralı bulur. Bunları tutar tedavileri için cephenin arkasına getirir. Orada bir kısım tedavileri ile ilgilenir. Nihayet harp biter. Sekiz ay bu cephede harp eden Ali Dayı, harp bitince bu iki esiri yanında İstanbul’a getirir. Kimse zarar vermesin diye de üzerlerine Türk askeri üniformasını giydirir. Oradan doğru memleketi Samsun’a. Samsun’un Bekdiğin köyüne alır getirir. Köylü bu iki yabancıya kucak açar bunları bağrına basar. Derken iki Avustralyalı 1916 yılında Samsun’da yaşamaya başlarlar. Kendilerine gösterilen tarlayı ekerler, biçerler. Sıcak bir dostluk atmosferi oluşur. Hayat alabildiğine hoş ve huzurlu devam ede dururken, bir gün Ali Dayı bunları melûl mahzun görür. Sebebini sorar. Memleketinden çok uzakta olan bu iki asker, kendi topraklarını ve akrabalarını özlemiştir. Ali Dayı durumu anlar. Hemen ne yapabileceğini düşünür. Nihayet, çareyi hanımının altınlarını istemede bulur. Bu ikisini alır doğru İstanbul’a. Araştırır, soruşturur hemen yakında Avustralya’ya kalkacak bir gemi bulur. Ali Dayı, eşinin altınlarını bozdurur, bu iki Anzak askerinin biletlerini alır, yanlarına azık temin eder ve uğurlar” diye konuştu.
Halil Özkök’ün konuşmasının ardından programa katılan Şehit yakınlarına çiçek teker teker çiçek takdim etti ve Canik Başarı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Reşit Özkanca’ya plaket takdim etti.
“ÇANAKKALE SAVAŞI İMAN GÜCÜYLE KAZANILDI”
Tarihçi Zafer Tarman, Çanakkale'de düşmana karşı mühimmat gücü eksikliği bulunmasına rağmen iman gücü ile savaşın üstesinden gelindiğini söyledi.
Japon çocuklarının tarihini bilmesi için Hiroşima'ya atılan atom bombasının etkilerinin görüldüğü yerlerin ziyaret edildiğini örnek gösteren Tarman, " Çanakkale, bir millete karşı değil, birleşik güçlere karşı tek başına milletimizin verdiği kahramanlık savaşının ve ölüm kalım mücadelesinin adıdır. Deneyimli komutanlardan çiçeği burnunda askerlere kadar herkesin şehitlik rütbesine ulaşmak için sırasını beklediği yerin adıdır Çanakkale. Bizim çocuklarımıza da Çanakkale'nin ne kadar önemli bir tarihi miras olduğunu, bu toprakların kolay kazanılmadığını ve tarihimizin değerinin bilinmesi için bu zaferlerin anlatılıp, bu toprakları ziyaret etme bilincinin oluşturulması gerek." dedi. Bir tarihçi olarak dünyada metre karesine 5 litre kanın aktığı bir savaşa rastlanmadığını hatırlatan Tarman, ''Çanakkale Savaşı'nda Çanakkale'de bir metrekareye 6 bin mermi düşerken, bir metrekarede 2 insan yatıyor." diye sözlerini tamamladı.
Reşit Özkanca plaket takdiminin ardından teşekkür konuşması yaptı. Konuşmanın ardından Tarihe Sığmayan Destan Çanakkale adlı sunumu ile katılımcıları bilgilendiren Tarihçi Yazar Zafer Tarman’a Reşit Özkanca tarafından plaket takdim edildi.
NAMIK AZGIN