‘Her yer 8 Mart, her yer direniş, Emeğime, kimliğime, bedenime dokunma, Özgecan’ın çığlığını duydun mu? Çocuk işçilik ve çocuk gelinliğe son verin’ yazılı pankartlarıyla ve çaldıkları düdüklerle, 27 Mayıs Parkı önünden yürüyüşe başlayan Eğitim-Senliler Cumhuriyet Meydanına gelerek, Atatürk büstü önünde basın açıklaması yaptılar.
Basın açıklamasını Eğitim-Senliler ve kadınları temsilen Eğitim-Sen Bafra temsilciliği yönetim kurulu üyesi, Kadın Sekreteri Gülay Demirci yaptı.
Yasta değil isyanda olduklarını ifade eden Gülay Demirci’nin yaptığı basın açıklaması şöyle;
“Yine bir 8 Mart’ta isyanımız, inadımız, coşkumuz ve umudumuzla bir aradayız. Kadın dayanışmasından güç almak, birbirimize güç vermek için bir aradayız.Bugün kadınlara karşı adı konulmamış bir savaş sürdürülüyor. Kadın düşmanlığı bizzat devlet eliyle pompalanıyor. İktidar tüm mekanizmalarıyla kadın bedenini baskı altında tutmaya çalışıyor. AKP iktidarı hadsizce kadınlara kaç çocuk doğurmaları, nasıl giyinmeleri ve yaşamaları gerektiğini söyleyip duruyor. İktidarın mahkemeleri kadın ve LGBTİ katillerine “iyi hal” ve “haksız tahrik” indirimleri uygulayarak, katillerin adeta sırtını sıvazlıyor. Biz kadınlar yüzyıllardır ucuz ya da ücretsiz emek olarak çalıştırılıyoruz. Şimdi de “ailenin ve dinamik nüfusun korunması programı” adı altında olan esnek ve güvencesiz çalışmayı doğum/annelik bahanesiyle kadın emekçilerden başlayarak sınıfın geneline yaygınlaştırmayı hedefliyorlar. Bizler ne erkeklerin ne de sermayenin, ne ücretli, ne ücretsiz kölesi olmayacağız! Biz kadınlar kimsenin namusu, bacısı, karısı, kölesi olmayacağız! Eşitsizliğiniz fıtratınızdan diyenlere, Sokaklarda yürümemizi ve kahkaha atmamızı iffetsizlik addedenlere,
Uğradığımız taciz ve tecavüzü etek boyumuzla meşru kılmak isteyenlere,en az üç çocuk doğurmamızı buyuranlara,cinsel yönelimlerimize ve kimliğimize göre bize ölümü reva görenlere,tecavüzde rıza arayanlara,her gün akıllara zarar açıklamalar yaparak kadın katliamlarının, nefret cinayetlerinin, tacizin, tecavüzün ve kadına yönelik her türlü şiddetin sürmesini sağlayanlara karşı her gün büyüyen isyanımızla buradayız ve haykırıyoruz;Yasta Değil İsyandayız! Kadın düşmanı politikalarınızı da politikacılarınızı da tanımıyoruz! Adalet ya da eşdeğerlik değil; her yerde eşitlik istiyoruz! Savaş değil, adil, eşit bir barış, özgür bir ülke istiyoruz! İnsanca ücret, güvenceli iş istiyoruz! Her gün 5 kadının öldürülmesine, onlarcasının tacize tecavüze uğramasına tahammülümüz yok. Bunu bilen ama üç maymunu oynayan AKP`ye soruyoruz; Adeta bir kadın mezarlığına dönen bu ülkede 2015 yılının ilk iki ayında 56 kadın katledildi. 12 yıllık iktidarınızda kadın cinayetleri %1400 artış gösterdi. Peki, siz ne yaptınız? Kadının adına dahi yer vermeyen bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nı, kadın için politika yapmakla yetkilendirdiniz. Siz konuştukça bizler daha çok ölüyoruz! Erkek yargıları haksız tahrik indirimleri uyguladıkça bizler daha çok ölüyoruz! Mücadelemizi hedef alan, bize sokakları yasaklayan “Güvenlik Yasaları”yla biz daha çok ölüyoruz! Bizler 8 Mart'ta erkek egemen sistemin emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz üzerindeki tahakkümüne karşı alanlarda isyanımızı büyütüyor; Cinsiyet ayrımcılığı da dahil olmak üzere her türlü ayrımcılığa son verecek eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa hazırlanması için, tüm kadınlara 8 Mart'ın resmi tatil ilan edilmesi için aile ve sosyal politikalar bakanlığının yerine kadın bakanlığının kurulması için, İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair imzalanan uluslararası sözleşmelerin gereğinin yerine getirilmesi için sendikalaşma ve örgütlenme önündeki yasal ve fiili engellerin kaldırılması için
iş yerinde baskı, şiddet ve mobbingin son bulmasıyla ilgili gerekli yasal düzenlemelerin yapılması için kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi yeniden ısıtılarak önümüze sürülen esnek, güvencesiz, kayıt dışı çalışma yerine güvenceli iş, güvenli gelecek için sokaklarda katledilmemize neden olacak iç güvenlik paketinin geri çekilmesi için savaşa karşı barışı örgütlemek için örgütlü kadınla özgür bir toplum yaratmak için tüm renklerimizle alanlardayız.”
Basın açıklamasından sonra Eğitim-Senli öğretmenler ve destek veren grup dağıldı.
NAMIK AZGIN