Uyurken sürekli üstünü açan çocuklarla ilgili uyarı

- Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Çarman: - "Çocuğun üzerinin açılmış olmasından çok cildi, saçı, yastığı pijaması nemli mi, terlemiş mi diye gözlemlemek doğrudur. Çocuğun üzerini açmasından çok aşırı terlemesi, ayrıca çok fazla örtünme ile gelişebilecek sıcaklık hissinden dolayı öksürmesi dikkate alınmalıdır. Çocuk üzerini çok fazla açmaya başladıysa çocuğu çok fazla örtüyorsunuz demektir" - Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Op. Dr. Halide Güneş Çiftçi: - "Burun tıkanıklığı, çocuğun aldığı havanın ısınmadan ve temizlenmeden akciğere gitmesine neden olur. Bunun sonucunda ise ciddi akciğer sorunları yaşanabilir"

Uyurken sürekli üstünü açan çocuklarla ilgili uyarı

İSTANBUL (AA) - MUSAB TURAN - Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Çarman, çocuğun üzerine üşür diye fazladan örtülen örtülerin rahatlatma değil aksine sıkıntı ve boğucu bir his yaratacağını söyledi.

Çarman, "Çocuğun üzerinin açılmış olmasından çok cildi, saçı, yastığı, pijaması nemli mi terlemiş mi diye gözlemlemek doğrudur. Çocuğun üzerini açmasından çok aşırı terlemesi, ayrıca çok fazla örtünme ile gelişebilecek sıcaklık hissinden dolayı öksürmesi dikkate alınmalıdır. Çocuk üzerini çok fazla açmaya başladıysa çocuğu çok fazla örtüyorsunuz demektir." uyarısında bulundu.

Çarman, AA muhabirine yaptığı açıklamada velileri, bebek ve çocuklarda görülen mevsimsel hastalıklara karşı uyardı.

Çocukların direncine bağlı olarak kışın hastalanma oranlarının daha fazla olduğunu aktaran Çarman, çocuklarda kış döneminde daha çok enfeksiyon ve mikrobik hastalıklar görüldüğünü söyledi.

Kış hastalıklarından en çok çocukların etkilendiğini belirten Çarman, kışın vücut direncini kıran nedenleri, "Soğuğa bağlı olarak cildin kuruması ve direncinin zayıflaması, burun ve ağız içini döşeyen mukoza dokularının kuruması, koruyucu mekanizmaların iyi çalışamaması, beslenmede daha ağır ve sağlıksız besinlere yönelme ve hareketsizlik" olarak sıraladı.


- "Çocukların ellerini sık sık yıkaması sağlanmalı"


Çocuklarda görülen kış hastalıkları arasında grip, nezle, orta kulak iltihabı, bademcik enfeksiyonu ve sinüzit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının sayılabileceğini anlatan Çarman, şöyle konuştu:

"Tedaviye erkenden başlanmazsa daha ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Çocuklarda enfeksiyonların erken dönemde tedavi edilmemesi ya da gelişigüzel alınan antibiyotiklerle atlatılmaya çalışılması, kalp kası ve böbrekleri etkileyen romatizmal ateş ya da orta kulak enfeksiyonu gibi hastalıklara neden olabilir.

Kış mevsiminde çocuklarda soğuk algınlığı, boğaz enfeksiyonları, sinüzit ve larenjit gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının yanı sıra bronşit ve zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarında da artış olur. Bu artışın en önemli sebepleri arasında ise okul hayatı ve havaların soğumaya başlaması yer alır.

Özellikle okula yeni başlayan ana sınıfı ve birinci sınıf öğrencilerinin çeşitli virüs ve bakterilere karşı bağışıklıkları henüz tam gelişmemiş olur. Çocukları kış hastalıklarından korunmak için; çocukların ellerini sık sık yıkamasını sağlanmalıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için bebekler emzirilmelidir."

Çarman değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Çocukların meyve ve sebze tüketimini artırılmalıdır. Haftada 1-2 defa balık yemesini sağlanmalı. Abur cubur gıda tüketiminde uzak tutulmalıdır. Çocuklar sigara içilen ortamdan uzakta tutulmalıdır. Bağışıklık sisteminin mikroplara karşı her zaman hazırlıklı olması için aşılarını eksiksiz yaptırılmalıdır. Çocukların yaşadığı ortamın ısısı iyi ayarlanmalı ve aşırı kuru hava olmamalıdır. Çocuklarda kış hastalıkları için bu tür önlemler alınmalı. Önlemlere rağmen kışın çocuğunuz çok sık hastalanıyorsa bir uzmana başvurun. Çocuklarda kış hastalıklarından korunmak için salgınlara karşı da dikkatli olmak gerekir."


- "Dışarıya çıkarılan bebeklerde güçlü bağışıklık sistemi gelişir"


Çarman, aşırı sıcak yaşam alanları, havasız alışveriş merkezleri ve kalabalık ortamlar kış mevsimde özellikle çocuklar açısından hastalık açısından dezavantajı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bebeklerin vücutlarındaki antikorların devreye girip, daha dirençli olmasını sağlayacak soğuk algınlıkları, ufak enfeksiyonlar kapması da çok normaldir. Vücut direnci ve kuvvetli bir metabolizma için emzirmek, C vitamini desteği sağlamak, düzenli uyku, sağlıklı beslenme kadar açık hava da çocuklar ve bebekler için gereklidir.

Yaz ya da kış dönemi fark etmeden düzenli olarak temiz havaya çıkmak, temiz hava, oksijen ve egzersiz de bağışıklık sistemlerini geliştirmek güçlendirmek için oldukça gereklidir. Kışın soğuktan koruyacak kadar giydirmek, yazın güneş ışığı ve aşırı sıcaktan koruyacak zamanlarda temiz hava almak için dışarıya çıkarılan bebekler ve çocuklarda güçlü bağışıklık sistemi gelişir, enfeksiyonlara daha az maruz kalır ve uyku kalitesi artar."


- "Çocuğun üzerine üşür diye fazladan örtülen örtüler boğucu bir his yaratır"


Çocuklar ve bebeklerin gece boyunca yetişkinlere göre daha az üşüme hissi duyduklarını belirten Çarman, çocuğun üzerine üşür diye fazladan örtülen örtülerin rahatlatma değil aksine sıkıntı ve boğucu bir his yaratacağını belirterek, "Çocuğun üzerinin açılmış olmasından çok cildi, saçı, yastığı pijaması nemli mi terlemiş mi diye gözlemlemek doğrudur. Çocuğun üzerini açmasından çok aşırı terlemesi, ayrıca çok fazla örtünme ile gelişebilecek sıcaklık hissinden dolayı öksürmesi dikkate alınmalıdır. Çocuk üzerini çok fazla açmaya başladıysa çocuğu çok fazla örtüyorsunuz demektir. Bunun yerine üzerine çok fazla battaniye yorgan örtü örtmemek, hava alan vücut sıcaklığını koruyacak kadar örtmek yeterli olacaktır."

Bebeklerin ve çocukların yaşam alanlarının ideal sıcaklı değerinin 20-24 derece arasında değiştiğini anlatan Çarman, yeni doğan bebeklerde 22-24 derecenin, 6 aydan büyük bebeklerde ise 20-21 derece seviyesinde olduğunu kaydetti.

Çarman, "Bu değerlerden sıcak olursa oda içindeki nem oranı azalacak ve odanın havası kuruyacaktır. Bu durum bebeklerin ve çocukların solunum yollarını etkiler ve burun tıkanıklığı, uyku düzeninde bozulmalar yaşanabilir. Ayrıca terlemeye neden olacağı içinde hasta olma ihtimali artar. Tersine oda ısısı soğuk olursa üşürler. Soğuk bebeklerin ve çocukların gelişimini olumsuz etkileyebilir. Uyku ve yeme düzenleri bozulabilir." diye konuştu.


- "Ortam gün içerisinde 15 dakika havalandırılmalı"


Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Op. Dr. Halide Güneş Çiftçi, çocuklarda burun tıkanıklığının soğuk algınlığı, geniz eti büyümesi, burun kemik ve kıkırdak yapısındaki problemler, allerjik rinit gibi birçok nedeni olabileceğini söyledi.

Burun tıkanıklığı yaşayan çocuklarda, ağzı açık uyuma, horlama, yemek yeme sorunları, huzursuzluk, uyku bozuklukları gibi belirtiler görüleceğini söyleyen Çiftçi, şöyle konuştu:

"Çocukların büyüme ve gelişmelerini sağlayan hormonların büyük bir kısmı uykuda salgılanır. Bu sebeple uyku kalitesi çok önemlidir. Burun tıkanıklığı çocuğun aldığı havanın ısınmadan ve temizlenmeden akciğere gitmesine neden olur. Bunun sonucunda ise ciddi akciğer sorunları yaşanabilir. Ayrıca burun tıkanıklığı orta kulağın havalanma mekanizmasını bozarak kulaklarda sıvı birikikimine ve işitme kayıplarına neden olabilir. Dolayısıyla iyi duyamayan çocukta konuşma güçlüğü de oluşabilir.

Burun tıkanıklığının altında yatan neden belirlenip ona uygun tedaviye hemen başlanmalıdır. Çocuğun bulunduğu ortamdaki hava kuru ise burun tıkanıklığına neden olabilir. Bu sebeple nem dengesinin iyi ayarlanması önemlidir. Özellikle yatak odası nem oranına dikkate edilmelidir. Çocukların bulunduğu ortam ve uyudukları ortam gün içerisinde 15 dakika havalandırılmalıdır. Çocukların bulundukları ve uyudukları ortamda allerjiye neden olabilecek ev tozu akarı ve benzeri materyal bulundurulmamalıdır."

- "Bol sıvı tüketimi önemli"


Medicana Çamlıca Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kadir Göktürk ise, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Türkiye Sağlık Araştırması’na göre, 0-6 yaş arasındaki çocuklarda yüzde 27,9 oranıyla en çok ishal, ardından yüzde 27,6 oranıyla da tonsilit, orta kulak iltihabı ve farenjit gibi üst solunum yolu enfeksiyonları görüldüğünü belirterek, "Suçiçeği ve kabakulak gibi bulaşıcı hastalıklar da aynı yaş grubundaki çocuklarda en sık rastlanan hastalıklar arasında üçüncü sırada yer alıyor. Araştırmaya göre 7- 14 yaş grubundaki çocuklarda en çok görülen ağız, diş ve göz ile ilgili sorunları enfeksiyöz hastalıklar takip ediyor." bilgilerini verdi.

Ebeveynlerin erken tanı ve tedavi süreci için olası semptomlar görüldüğünde uzman bir hekime başvurmaları gerektiğinin altını çizen Göktürk, soğuk algınlığı, grip, bronşit, bronşiloit, orta kulak iltihabı gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının genellikle mikroplardan, virüslerden ve bakterilerden kaynaklandığını söyledi.

Virüslerden kaynaklı üst solunum yolu enfeksiyonlarının bazılarında antibiyotik kullanmak gerekmediğini belirten Göktürk, "Tedavide ağrı kesici ve ateş düşürücülerden, balgam söktürücü ve gıcık giderici şuruplardan kullanılabiliyor. Ayrıca bol sıvı tüketimi önemli olduğu için taze meyve suları ve bitki çayları yardım alınabilir. Mümkün olduğunca bulunulan ortamın havalandırılması, serin tutulması ve çocuğun açık havaya çıkartılması da iyileşme sürecini hızlandırıyor. Viral enfeksiyonlar 3-5 gün içinde iyileşmeye başlıyor. İyileşme görülmezse mutlaka bir hekime başvurmak gerekiyor." dedi.


- "Ekran karşısında geçirilen süre 1 saati geçmemeli"


Medicana International Istanbul Uzm. Psikolog/pedagog Reyhan Ateş Yücel de, çocukları teknolojik aletler ve TV ile mümkün olduğu kadar geç tanıştırılması gerektiğini belirterek, "Özellikle 0-7 yaş arası dönem beyin gelişimi açısından son derece önemli olduğu için teknolojik aletler bu yaş çocuğuna gelişimsel olarak destek vermeden ziyade konuşma, sosyalleşme ve iletişim kurma becer-ilerini olumsuz etkileyebilmektedir. Tüm çocuklar çok erken yaşlarda TV ya da tabletlere ilgi gösterebilirler, ancak bu ilgi, çocuğun bunlardan fayda gördüğü anlamına gelmez. Aksine okul öncesi dönemde çocuklar ekranlardan gelen uyaranları henüz işleyebilecek bir anatomik yapıya sahip olmadıkları için uykuya geçiş, uyku ve huzursuzluk atakları yaşayabilmektedir." diye konuştu.

Kimi zaman anne babalar molalar vermek, bir parça dinlenebilmek için 2-5 yaş arası çocuklarına TV seçeneği sunmak durumunda kalabildiğini ifade eden Yücel, şöyle devam etti:

"Dikkat edilmesi gereken; ekran karşısında geçirilen sürenin gün içerisinde toplamda 1 saati geçmemesi ve çocuğun ekran karşısında yalnız kalmamasıdır. Birlikte seçici olarak çocuk programları gözden geçirilmeli ve TV çocukla birlikte izlenmelidir. Ne izlediği, programın içeriği mutlaka önceden bilinmelidir."






YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER