Huzuru Köyde Bulanlar - Müteahhitliği bırakıp doğal yaşam için köye döndü

- Zonguldak'ta kentin gürültüsünden uzaklaşmak için 8 yıl önce müteahhitliği bırakarak ailesiyle köye yerleşen Suat Karakaş, yetiştirdiği Romanov cinsi koyunlar ve büyükbaş hayvanların beslenmeleri için gerekli yem bitkilerini üretip ihtiyaç fazlasını satarak geçiniyor - Çiftliğinde 4 kişiye sürekli istihdam sağlayan Karakaş, tarlada ekim ve hasat dönemlerinde de 10 kişi çalıştırıyor - Suat Karakaş: "Birilerine imrenerek köye gitmek ve köy hayatı yaşamak önemli değil. Bu hayatı seveceksin, zevk alacaksın"

Huzuru Köyde Bulanlar - Müteahhitliği bırakıp doğal yaşam için köye döndü

ZONGULDAK (AA) - GÖKHAN YILMAZ - Zonguldak'ta şehir yaşamının gürültüsünden uzaklaşmak için müteahhitliği bırakarak 8 yıl önce ailesiyle köye yerleşen Suat Karakaş, hem Romanov cinsi koyunlar ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapıyor hem de hayvanların yem ihtiyacını karşılamak için atıl haldeki alanı tarlaya çevirip elde ettiği ihtiyaç fazlası üründen kazanç sağlıyor.

Kentte uzun yıllar müteahhitlik yapan evli ve 2 çocuk babası 63 yaşındaki Karakaş, 8 yıl önce ailesiyle Çaycuma ilçesine bağlı Yukarı İhsaniye köyünde ikamet etmeye karar verdi.

Burada kurduğu ve 4 kişiye istihdam sağladığı çiftlikte 50 büyükbaş hayvan ile sayısı 500'ün üzerine çıkan Romanov cinsi koyun yetiştiren Karakaş, yüksek doğum oranıyla tanınan ve bakımını özenle yaptığı koyunların ve büyükbaş hayvanların yem bitkilerini kendi üretebilmek için atıl durumdaki alanı tarlaya çevirdi.

Atık malzemelerin bulunduğu 55 dönümlük araziyi kullanılabilir hale getiren Karakaş, toplamda 160 dönümlük alanın kısa sürede ekme, biçme, çapalama, ilaçlama ve gübreleme işlemlerini gerçekleştirerek, yetiştirdiği hayvanları için yem bitkileri üretti.

Tarım makineleriyle biçerek balyalama yaptığı ürünleri deposuna getiren Karakaş, ihtiyaç fazlası ürünlerden hem kazanç hem de 10 kişiye istihdam sağlıyor.

- "Bu işi yapan herkesin başarılı olacağına inanıyorum"

Suat Karakaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koyun yetiştiriciliğinden memnun olduğunu söyleyerek, şunları belirtti:

"Hayvanların yediği kaba yemi üretmezseniz hayvancılık yapamazsınız. Kaba yem çok pahalı. Yoncanın bir balyası 20 lira. Bize 6 bin balya gidiyor. Biz kaba yem üretmeye karar verdik. Devlet yer gösterdi. Buralar çöp dökülen alanlardı ve burası berbattı, bu alandan 600 torba atık topladım. Onların hepsini yakarak imha ettik ve şimdiki haline getirdik."

Karakaş, kendisine gösterilen alan için devlete kira verdiğini anlatarak, "Bugün Ziraat Bankası kredileriyle bütün tarım aletleri 5 yıl, senede bir kere ödemeli krediyle veriliyor. Bunlardan biz aldık. O konuda da tarıma bu şekilde epey bir destek var. Bu işi yapan herkesin başarılı olacağına inanıyorum." dedi.

- "Herkesin üretmesi lazım"

Üretimde bulunmanın önemine dikkati çeken Karakaş, "Bu mahsulü kurutup balyalayıp ambara koyduğunuz zaman 'Ben bu işi başardım.' demektir. Bu çok meşakkatli bir iş ama yine de zevk alıyorum. Hayvanlarımıza ürettiğimiz ürünleri yedireceğiz. Bu da çok güzel bir duygu." ifadesini kullandı.

Karakaş, tarlada en az 10 kişinin çalıştığını aktararak, 1,5 ayda mahsulleri kaldırıp ambarlara koymaları gerektiğini dile getirdi.

Bu işi yapabilmek için hayvanları, bitkileri ve doğayı sevmek gerektiğini kaydeden Karakaş, "Birilerine imrenerek köye gitmek ve köy hayatı yaşamak önemli değil. Bu hayatı seveceksin, zevk alacaksın, bunu alamazsan köy hayatı zevk vermez. Üretken olmak lazım. Ne üretirsen üret, herkesin üretmesi lazım. Hazırla hiçbir şey olmaz. Biz hem hayvan hem de kaba yemimizi üretiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.


YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER