GÜMÜŞHANE (AA) - VEYSEL KARA - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Harbiye'deki TRT binasına giderken açılan ateş sonucu iki ayağına isabet eden kurşunlar ve şarapnel parçalarıyla yaralanan 52 yaşındaki Yaşar Parlak, geçirdiği birçok ameliyata rağmen yaşamını koltuk değneğine bağımlı sürdürüyor.
Yaz tatili için baba ocağı Gümüşhane merkeze bağlı Kale köyüne gelen 3 çocuk babası Parlak, 15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Parlak, darbe girişimini o dönem Başbakan olan Binali Yıldırım'ın televizyonlarda yaptığı "kalkışma" açıklamasıyla öğrendiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokağa çıkın" çağrısının ardından kendisini sokağa attığını söyledi.
Evinin yakınındaki polis karakolunun önünde toplanan kalabalığa karıştığını ifade eden Parlak, burada darbecilerin karakolu teslim alamaması için vatandaşların araçlarını karakola siper ettiklerini kaydetti.
Parlak, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gitmek için bir grup kişiyle karakoldan ayrıldığı, TRT binasının işgal edildiğini duyunca buraya yöneldiklerini anlattı.
Önlerine çıkan polis TOMA'sının kendilerini daha ileri gitmeme konusunda uyardığını belirten Parlak, şöyle devam etti:
"Polisin yanına gittim. 'Bundan sonrası tehlikeli olabilir.' dedi. 'Olsun.' dedik. Bizim askerimiz bize niye kurşun sıksın ki? Neticede benim askerim, benim Mehmetçiğim. Biz böyle düşünüyoruz. Biz 50 kişilik bir grupla ileri hareket ettik. Orduevinin önünde asker çapraz tutuşta nöbet tutuyordu. İlginçtir. Çok zoruma gidiyor. Ben askere selam verdim. 5 dakika sonra o askerler ve diğerleri bize ateş ettiler."
Parlak, vurulup yere düştüğü noktada 49 kişinin yaralandığını ve 3 kişinin de şehit olduğunu ifade ederek, en önde 4 kişi olduklarını ve bunlardan kendisi hariç 3'ünün şehit olduğunu söyledi.
- "Her gelen ambulansa ve yerdeyken bize ateş ettiler"
İlk kurşun geldiğinde bir şey hissetmediğini, sonrasında ise çok büyük bir acı duyduğunu dile getiren Parlak, vurulma anına ilişkin şunları anlattı:
"İlk önce kurşun dizime geldi. Çok kısa süre sonra çapraz ateşe alındık. Işıklar gözümüzü alıyordu. Hiçbir uyarı, ikaz görmedik. Sol dizimden 2, baldırımdan bir mermi aldım. Beni yaklaşık 4 metre fırlattı. Yere düştüğümde sol ayak bileğim omuzumda duruyordu. Ayağımın koptuğunu zannettim. Yere düştükten sonra da 28 şarapnel parçası vücuduma saplandı. 45 dakika boyunca hiçbir ambulansa izin vermediler. Her gelen ambulansa ve yerdeyken bize ateş ettiler. Gizlenebilen kenara gizlendi. 45 dakika sonra ilk başta beni yolda durduran polis arkadaş sürünerek yanıma geldi. Beni sürükleyerek omuzlarımdan ara sokağa çekti. Ara sokakta beni bir özel araca bindirerek hastaneye götürdüler. 18 saat boyunca hastanede ameliyat sırası bekledim. 18 saat sonra ameliyat olabildim. 8 ay hastanede tedavi gördüm. 6 kez ameliyat oldum. Ömrüm boyunca iki bastonla hayatımı sürdüreceğim."
- "Ben vatanımı kurtardım"
Parlak, bedensel olarak çektiği acılara alıştığını ancak yaşadıklarını unutamadığını, zoruna gittiğini vurgulayarak bazı kişilerin o gece neden sokağa çıktığına ilişkin sorgulayıcı sözlerinin kendisini derinden yaraladığını kaydetti.
"Sokağa çıktın da ne oldu?" şeklinde sorularla zaman zaman muhatap olduğunu belirten Parlak, "Ben vatanımı kurtardım. Benim bayrağım hala göklerde dalgalanıyor. Gerisi hiç önemli değil. Çektiğim acıymış, çekeceğim acı ve sıkıntı önemli değil. Benim bayrağım dalgalanıyor mu? Devletim ayakta mı? Gerisi hiç önemli değil. Bugün aynı şey olsun, yapmaya cesaret etsinler, 2 bastonla en öne geçemezsem namerdim." ifadelerini kullandı.
Parlak, o günden sonra 15 Temmuz ile ilgili hiçbir programı izleyemediğini ve son derece duygusal olduğunu da sözlerine ekledi.