Finans kapitali, bir batıl inanç olarak kabul edip, içinde debelenerek, krizlerden çıkılacağı ile ilgili inanç; servet sınıfının motorudur.

Servet sınıfı bir “İnsan Doğası Tanımı” yapar ve insanlar da o tanıma tapmaya başladılar mı, servet sınıfının motoru tıkır tıkır işlemeye devam eder.

Krizler geldi mi, motorun yağlanarak yeniden işlemesi gerekir.

Kriz,

Terör krizi,

Finans krizi,

Borç krizi,

Mülteci krizi,

Sosyal kriz,

Devlet krizi,

AB-Krizi (Berxit)

Sağlık krizi,

Solun krizi.

Krizleri böyle sıralar gidersek, bu sayfa krizler sayfası olur. Gerçi, hayatlar da krizler hayatına dönüştü ama…

Tüm krizlerin anası ve doğurucusu; finans kapitaldir. Kapitalizm, yeni krizler olmazsa, kendini yenileyemez. Krizler, kapitalizmin yapısal bir halidir. Hatta kapitalizm, ahlakla ve insanlarla her noktada karşı karşıya geldiği için; kendisi krizdir.

İnsanlık kendi kendine yeni bir gelecek bulacaksa, öncelikle bu krizler yumağı olan kapitalizmden kurtulması gerekir. En azından, servet sınıfının yağmasına bir noktadan sonra izin vermeyecek iktidarlar seçmelidir.

İnsanlığın umudu olan iyi yaşam beklentisi, yani gelecek, kendi kendine gelemeyecektir. İnsanlık bu yağma düzenine karşı bir mücadele verecek ki “gelecek gelsin”, yoksa beklenen gelecek para babalarının geleceğidir.

Beklenen gelecek servet sınıfının organize ettiği bir gelecek olmamalıdır.

Bu saydığım krizlerin sonuna bir kriz çeşidi daha koydum. Bana kalırsa solun krizi tüm krizlerden daha da önemli bir krizdir. Kapitalizmin panzehri olan tek zehir soldur. Lakin solun kendisi öyle bir krizin içindedir ki, önce kendisinin krizini çözmesi gerekir.

İnsanlık bir şey yapacaksa cümlesinin öznesinin solun kendisi olmalıdır. İnsanlık, servet sınıfından bir gelecek bekleyecekse bu gelecek; halkın malına çökme, savaşlar, kölelik, yoksulluk, entrikalar, dalavereler, gücün kötüye kullanılmasıdır.

Ahlak, hak hukuk ve insandan yana unsurların aşılması için, kapitalizm gerekmektedir. Kapitalizm ahlak engelini aştıkça, kendini “rasyonalite” olarak halklara kabul ettirdikçe, yaşamaya ve ezmeye devam edecektir.

Etnik siyasetler, öteki üzerinden ürettiği siyasetle gerçek düşmanı yani kapitalizmi gizler. İnsanlığı yel değirmenleri ile savaşmaya yönlendirir.

Gelecek kendi kendine gelmeyecektir. Kendi kendine gelecek olan şey; servet sınıfının geleceğidir.