ESİNTİ

Sonbahar güneşi yavaş yavaş Nebyan dağından  inmekteydi.Isı vermeyen kızıl ışınları,ormanla kaplı tepeleri de kızıla boyamış,alaca karanlık ise sırtları aşarak dorukları üşütmeye başlamıştı.Bafra  akşam karanlığına bürünüyordu.Binaları yalayarak gelen bir rüzgâr esti.Üşüdü  yüreği gibi. Gözlerini kapadı.Yalnızlığını,terk edilmişliğimi unutmak için

Balkonda oturmuş gecenin gizemine bırakmıştı kendini

Adam rüzgârın uğultusuna kulak veriyordu.Sonra esti,girdi içeri.

Gidip gelip pencereden,gittikçe koyulaşan karanlığa bakıyordu.Sonra yoruldu,

gözleri karardı.Gözlerinin önünde bütün kelimeler oynaşıyordu.Başka dünyada görüyordu kendini.Bir türlü uyuyamıyordu.Başı ağrıyor,aklı karışıyordu.Onu düşünüp üzülüyordu.Şimdiye kadar onu sevmekten bir gün bile vazgeçmemişti.

   -Ondan kopamam ! Ayrılamam!

Diye mırıldanıyordu.

YORUM EKLE