En Az 10 Milyon Grip Aşısına İhtiyacı Olan Bir Ülke Neden Bu Kadar Az Aşı İstiyor?

Türkiye’ de ve dünyada da bugüne kadar tüm propagandalara rağmen pek fazla rağbet görmeyen grip aşıları bu sene öyle bir kıymete bindi ki insanlar çılgınca grip aşısı peşinde koşuşturuyorlar, fellik fellik grip aşısı arıyorlar.

Tıpkı salgının ilk günlerinde kolonyanın, maskenin, sıtma ilaçlarının bulunmaz olması gibi şimdilerde de grip aşısını ara ki bulasın.

Bugüne kadar eczanelerin camlarına “Grip aşıları gelmiştir” diye yazılar asılarak talep yaratılmaya çalışılan grip aşıları sanki pandemiyi ve tüm ölümleri önleyebilecek “sihirli bir aşı” hâline dönüşmüş durumda.

Grip aşılarının “bulunmaz Hint kumaşı” unvanını kazanacaklarını rüyamda görsem inanmazdım.

Peki, ne oldu da 70 seneden fazla geçmişi olan grip aşıları birden değer kazandı, neden önceki senelerde grip aşısından uzak duran insanlar birden aşı tutkunu oldular, neden insanlar aşı bulamadıkları için korku ve panik içindeler?

KOVİD’ e karşı hiçbir koruyuculuğu olmayan grip aşıları eskiden etkisizdi de yeni mi etkili oldukları anlaşıldı, formülleri mi değişti, grip virüsüne mi bir hâller oldu, önceki yıllarda risk grubunu korumuyordu da bu sene mi korumaya başladı, risk grubuna giren hasta sayısında bir patlama mı oldu, bu sene grip aşısı bulunmuyor diye dünyayı ayağa kaldıranların sesi geçmişte neden çıkmıyordu?

Gelin, tüm bu suallere cevap arayalım.

Grip aşıları risk grubuna tavsiye ediliyor

Bu aşılar bilindiği gibi sadece gripten zarar görme ihtimalleri yüksek olan “risk grubu” için gerekli görülüyor; USA’ nın meşhur Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi CDC dışında bunları sağlıklı insanlara tavsiye eden pek yok.

Risk grubunu, kısaca, altta yatan kronik hastalığı bulunanlar ile 65 yaşın üzerinde olanlar oluşturuyor. Bu tür kişilerle yakın temas içinde olan başta doktor ve hemşireler tüm sağlık ve huzurevi çalışanlarının da grip aşısı olmaları gerekiyor.

Grip aşısı yaptırmaları gerekenlerin sayısını TEİS gibi 30 milyon doza kadar çıkaranlar olsa da ülkemiz için en azından 10 milyon doz aşı ihtiyacına kimsenin itiraz edeceğini sanmam (1, 2).

Gel gelelim Sağlık Bakanı’ mızın da belirttiği gibi Türkiye bu sene için muhtemelen daha önceki senelerde de olduğu gibi 1 milyon 350 bin grip aşısı ısmarlanmış durumda (3).

Ismarlamış diyorum çünkü grip aşıları “Ha deyince” alınabilecek aşılar değil. Bugün, aşı üreten bir şirketin kapısını çalıp yüksek fiyattan da olsa aşı alamazsınız.

Yumurtada üretilen virüslerden hazırlanan aşılar için şirketlere bir sene önce sipariş vermek gerekiyor ki onlar da istenen miktarda aşı için hazırlık yapabilsinler, özellikle de yumurta stoklayabilsinler.

Önceki senelerde grip aşıları elde kalıyordu

En az 10 milyon doza ihtiyacımız olduğu halde neden bunun neredeyse onda biri kadar aşı ısmarlanıyor?” sualinin tam yeridir ama cevabı da gayet basittir.

Çünkü evvelki senelerde bu miktarın dışında kalan grip aşıları elde kalıyordu yani ne risk grubundakiler ne de sayıları artık bir milyonu bulduğu söylenen sağlık çalışanları bu aşıyı yaptırmıyorlardı ve aşılar da çöpe gidiyordu.

Zaten talep olup da ülkemize ithal edilmeyen herhangi bir ürün var mı ki grip aşısı ithalinde bir sınırlama olsun?

KOVİD pandemisi grip aşılarının değerini neden artırdı?

Bunlar öyle köpürtüldü ki bırakın risk grubunu grip aşısına ihtiyacı olmayanlar bile grip aşısı peşine düştüler.

Grip aşılarının azlığını “siyasi olarak sadece hükumeti tenkit için kullananları” hariç tutarsak grip aşısı eksikliğini samimi olarak “halk sağlığı açısından” dile getirenlerin iki önemli dayanağı var:

BİR: Grip aşıları sayesinde gribe yakalananların sayısı daha az olacağı için her ikisi de temelde solunum yolları enfeksiyonu olan ve birbirine benzeyen KOVİD ve grip ayırımı daha kolay olur.

İKİ: SARS-CoV-2 ve grip virüsü bir kişide aynı anda hastalık yaparsa çok daha ağır tablolar ortaya çıkabilir, ölümler artabilir.

Nazari bakımdan her ikisi de haklı iddialardır ama pratikte bunların fazla bir değeri yoktur.

Çünkü…

KOVİD ve gribin kendilerine has belirtileri ve başka birçok hususiyeti olmakla beraber birbirine çok benzediği klinik tablolar da vardır yani her iki hastalık pekâlâ karıştırılabilir ama bunların oranı oldukça düşüktür. (Bana göre yüzde 10-20).

Tecrübeli bir klinisyen vakaların ekseriyetinde klinik olarak her iki hastalığı net olarak ayırt edebilir ama bunları kesin olarak teşhis ve ayırt etmenin tek yolu “laboratuvar testleridir”.

KOVİD ve grip bir kişide aynı anda görülebilir mi sualinin cevabı da “Evet, görülebilirdir” ama gel gelelim bir “tvindemi” ihtimalini destekleyen yeterli veriye sahip değiliz, hatta tam aksi bir durumun gerçekleşmesi kuvvetle muhtemeldir.

NOT:

Tvindemi (twindemi) , KOVİD ve gribin aynı zamanda salgın yapmasını ifade eden bir kelimedir. Tvin, kelimesi İngilizce twin yani ikiz’ den, demi ise pandemiden gelmektedir.

Buna göre, tvindemi tabiri ile KOVİD ve gribin aynı anda pandemiye sebep olması kasdedilmektedir.

Devam edecek!

Kaynaklar:

1https://www.teis.org.tr/2020/09/25/asida-kriz-kapida/

2https://eczaciyiz.net/haber/teb-bir-kere-daha-uyardi-grip-asisinda-vakit-daraliyor/543184686

3https://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-bakan-koca-grip-asisindaki-kademeleri-anlatti-5-milyon-kovid-asisi-icin-tarih-verdi-11-681-91950.html

WhatsAppFacebookTwitterLinkedInEmailPrintPinterestCopy Link

YORUM EKLE