İktidar sözcüleri, çözemedikleri her sorunu, dış operasyonlara ve dış güçlere bağlayarak, etnik milliyetçilik yaparak, iktidarlarının ömrünü hep uzattılar.
Yağmayı rahatça sürdürmenin örtüsü olarak, etnik milliyetçilik önemli bir işlev gördü.
Eğer gerçekten emperyalizme karşı bir dirençleri olsaydı, 19 yılda, bu direnişe uygun bir düzen kurarlardı.
Kurdukları haklı düzenle de kendilerini halka kabul ettirirlerdi.
Ekonomide emperyalizme bağımlı düzenler kuracaksın, iç siyasette de sözde, emperyal dünyaya karşıymış gibi bir görüntü vermeye çalışacaksın!
Esas aldığınız ekonominin gereği ve emperyalizm ile birlikte yaşamanın gereği olarak , mafyalaşmaya mecbur ilişkiler düzeni içinde olacaksın, bu ilişkiler ortaya çıkınca da yine etnik milliyetçiliği kullanarak, bu bir dış operasyon diyeceksin.
Sürekli dış düşman var görüntüsü yaratarak, iç siyaset düzenleyeceksin. Elbet bu kandırmacanın bir sonu olacaktı.
Aynı aracı (etnik milliyetçilik aracını) defalarca kullanırsan, hatta çok küçük lokal sorunların dahi üstünü örtmekte, etnik milliyetçilik aracını kullanırsan, bu araç bir noktadan sonra artık işlemez konuma gelir.
Çocuklar bir oyuncağı diğer oyuncaklardan daha fazla kullanırsa, o oyuncak bozulur ya… İşte oyuncağın bozulduğu yere geldik.
Bir de bunun üzerine, sosyal medya gibi halkın kullandığı güçlü bir araç ortada varsa, teknoloji senin foyalarını ortaya çıkarıyorsa, etnik milliyetçilik stratejisi artık işlemez konuma gelir.
Siyasette, bu stratejik yapılanma, yani içerde etnik milliyetçilik, dışarda emperyal yapılarla iş birliği anlayışı bir yerde bitecekti.
Şimdi o bitiş sürecine girdik. Stratejik yalanların deşifre olduğu, artık sorunların üstünün etnik milliyetçilikle dahi örtülemeyeceği bir döneme girdik.
Asıl konu bu sorunların tespit edilmesinde değil. Ortaya çıkan bu viranenin, bu harabenin nasıl içinden çıkılacak?
1,2 trilyon dolar borç nasıl ödenecek? Yukarıda anlatmaya çalıştığım bu kokuşmuş, çağa uymayan yapı nasıl değiştirilecek?
Toplumda ortaya çıkarılan bu ayrışma nasıl olacakta bir birliğe dönüştürülecek?
Bir kavga ve bir büyük kaostan geçilmeden nasıl düzlüğe çıkılacak?
Bu yağma düzeninden yararlananların hortumları kesildiğinde, dışarı çıkıp, gene “vatan millet sakarya edebiyatıyla”, topladıkları kalabalıklarla, yaratacakları istikrarsızlık nasıl bir çözüm noktasına ulaştırılacak?
Bir seçim bu devasa sorunları çözmeye yetecek mi?