DEĞERLERİMİZ VE EKONOMİ

Her toplumun, kendine özgü insani, millî ve manevi değerleri vardır. Din, dil, ahlak, gelenek ve görenekler bunlar arasındadır. Millî ve manevi değerler, bir toplumun kültürünü oluşturur. Toplumun birlik ve beraberliğini güçlendirir.

Temel değerlerimiz nedir? diye soracak olursanız.

Adalet, adil olma, eşit paylaşma, dostluk, vefalı olma, yardımlaşma, etik davranma, dürüstlük güvenilir olma, öz denetim, davranışlarını kontrol etme, azimli olma, sabır, tahammül etme,  saygı, sevgi, aile birliğine önem verme, fedakâr olma, sorumluluk, kendine, çevresine, vatanına, ailesine karşı sorumlu olma, çalışkan olma, toplumu önemseme, kurallara uyma, vatanseverlik, cömert olma, misafirperverlik, merhametli olmak diyebiliriz.

Bu değerler, milletlerin birlik beraberlik ve toplumsal dayanışma içerisinde yaşamasını ve millî kimliğiyle tarih sahnesinde yer almasını sağlamaktadır. Milletler, söz konusu değerleri gelecek kuşaklara aktardığı oranda varlıklarını sürdürürler. Tarih, bize millî ve manevi değerlerine sahip çıkmayan ve başka milletleri körü körüne taklit edip millî şahsiyetlerini kaybedenlerin dünya coğrafyasından silinip yok olduklarını göstermektedir. Bu yüzden, bir toplumu içten yıkmak isteyenler, inanç, ahlak ve millî değerleri yok etmeyi ilk hedef olarak seçmektedirler.

Halkımızı değerlerinden uzaklaştırmak. Mevcut değerlerimizi yozlaştırmak, toplumun temeli olan aile mefhumunu bozmak, ahlaksızlığı yaymaya yönelik birçok gayretler gözlemliyorum.

Halbuki Yüce Allah, dini ve ahlakî prensiplere sahip çıkarak kimlik ve şahsiyetimizi korumamızı emretmiş ve şöyle buyurmuştur:

"İşte bu din, benim dosdoğru yolumdur. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar, sizi parça parça edip, doğru yoldan ayırır. İşte bunları, sakınasınız diye Allah size emreder."

Kimilerine göre kötülükler ne kadar çok olura Mesih o kadar tez gelir ve insanlığı bu bunalımdan, bu kötü durumdan daha çabuk kurtarır. Mesih’in gelişini çabuklaştırmak için kötülüğün yaygınlaştırılması gerekir gibi bir görüş vardır.

Bu yüzdendir ki her türlü kötülüğü, fuhuşu yaygınlaştırma, faizi, rüşveti artırma, aile mefhumunu yıkma gayretleri var. Ahlaki çöküşü hızlandırmak için ekonomik kriz çıkarılmaktadır.

Maalesef, günümüzde sapıklık, küçük kız çocuğuna cinsel istismar, tecavüz, fuhuş, kumar, içki, rüşvet gibi birçok fiil, haram olmalarına rağmen dünyanın pek çok ülkesinde giderek artan bir oranda işlenmektedir. Kimi batılı gazete ve televizyonlarda bu haramları işleyenler sıkça övülmekte, teşvik edilmekte ve özendirilmektedir. Yapılan istatistikler ise bu konudaki sayının giderek arttığını göstermektedir.

Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi, millî, manevî ve kültürel değerlere uygun yetiştirmek, anne-baba eğitimci ve toplum olarak hepimizin görevidir.  Özellikle Millî Eğitim Bakanlığının görevidir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yanında Maliye Bakanlığına da bu konuda büyük görev düşmektedir.

Gelir dağılımındaki dengesizlik,  millî gelirden pay almadaki adaletsizlik, ekonomik kriz, ahlaksızlığın yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.

Hükümetimizin başlıca görevi: Değerlerimizi öğretmek, değerlerimizi gençlere aktarmak, değerlerimizi yaşatmak, gelir dağılımındaki dengeyi sağlamak, millî gelirden eşit pay almayı sağlayıcı tedbirler almak, ekonomiyi düzlüğe çıkarmak olmalıdır.

Evet değerler eğitimi önemelidir. Ancak bir o kadar da ekonomi önemlidir. Gelir dağılımındaki dengesizlik hızla düzeltilmelidir.

Şimdi bir aydır şanlı ordumuz sınırımız dışında operasyon yapıyor. Ülkemizde, yarı savaş hali var. Neredeyse savaş ekonomisi uygulanıyor. Şimdi bütçeden para çıkaracak, bütçeye ek yük getirecek bir öneride bulunmanın zamanı değil diyebilirsiniz.

Evet tam da zamanı, çünkü her zamankinden daha fazla millî birliğe, dayanışmaya, kenetlenmeye, iç kaleyi kuvvetli tutmaya ihtiyacımız var. Tam da bu ortamda gelir dağılımındaki denge sağlanmalıdır. İç barış kuvvetlendirilmelidir. Hoşgörü ortamı geliştirilmelidir. Ekonomik sıkıntılar giderilmelidir.

Yaşlılarımız derdi ki “Ekmek dinin direğidir, aç insanın ne dini ne de imanı olur”.

Vatandaşına ekmek vereceksin, aş vereceksin, iş vereceksin, insani bir şekilde hayat sürebilmesini sağlayacaksın ki değerlerimiz bozulmasın, yozlaştırılmasın, iç barış korunsun, ahlaki çöküş yaşanmasın.

Bunu bilen düşmanlarımız Türkiye’de faizi artırmak, ekonomik kriz yaratmak ve ahlaki çöküşü hızlandırmak istiyorlar.

Hükümetimiz buna fırsat vermemelidir. 2019 yılında 3 büyük seçim var.  Seçim   hazırlıkları başladı. İttifaklar sağlandı. Şimdi yasal düzenleme çalışmaları sürdürülmektedir.

2019 Seçimleri öncesinde gerçekleştirilmesinde fayda görülen önemli işler;

1.Öğretmenlerin 3000 olan ek göstergesinin, 3600’a çıkarılmalıdır.

2.Sözleşmeli öğretmenlerden en az iki yıl zorunlu hizmet bölgesinde çalışanlara eş durumu hakkı verilmelidir.

3.Köylünü kullandığı mazotun yarısı süspanse edilmelidir.

4.Kamu harcamalarında israfın önlenmelidir.

5.Vergiler ve oranları işçi ve memurlar lehine yeniden düzenlenmelidir.

6.Üretimi artırmaya yönelik teşviklerin verilmelidir.

Evet, hanımlar ve beyler! Ülkemizde iyi şeyler oluyor…

Sağ olsun Cumhurbaşkanımız, milletin evinde bu ay çiftçilerimize mazot müjdesini verdi.

Sıra öğretmenlere verilecek 3600 ek gösterge müjdesinde…

Az sabır beyler…

İnanıyorum ki bunlarda çözüme kavuşacak…

Allah devletimize zeval vermesin…

Allah kahraman ordumuzu muzaffer eylesin…

Allah idarecilerimize yardımcı olsun…

Yarınlar daha iyi olacak…

YORUM EKLE