Bilim Adamlarından KOVİD’e Karşı Ekmek ve Süte Vitamin D Eklenmesi Tavsiyesi

Birleşik Krallık’ ta (BK) bilim adamları ekmek ve süt gibi yaygın tüketilen besinlere vitamin D eklenmesi tavsiyesinde bulundular.

Bu ülkede insanların yarısında vitamin D eksikliği var ve hükumetin vitamin D takviyesi alınması tavsiyesi bugüne kadar pek fazla pek işe yaramadı.

Vitamin D eksikliğinin hem koronavirüs enfeksiyonunu hem ağır tablo ve ölümleri artırdığını gösteren çalışmalara bir yenisi daha eklendi: İspanya’ da hastaneye yatırılması gereken 216 KOVİD hastasının yüzde 82’ sinde vitamin D eksikliği olduğu tespit edildi.

Buna karşılık vitamin D’ nin KOVİD, grip ve diğer solunum yolları enfeksiyonlarına hiçbir tesiri olmadığını veya çok az olduğunu ileri süren bilim adamları da var.

Finlandiya, İsveç, Avustralya ve Kanada gibi ülkelerde süt, ekmek ve portakal sularına vitamin D takviyesi yapılıyor.

Adrian Martineau başkanlığında bir ekip vitamin D’ nin KOVİD ve ağır KOVİD riskini önleyip önlemediğini kış boyunca 5 bin kişiyi takip ederek belirlemek için The Coronavit Study isimli bir çalışma başlattı.

Martineau “Hükumet tüm toplumun kış aylarında vitamin D almasını, risk grubunda olanların ise sürekli almasını tavsiye ediyor ama buna uyanların sayısı çok az. Vücudumuz güneş ışınlarının etkisiyle vitamin D sentez ediyor. Birleşik Krallık’ ta ekim mart ayları arasında yeterli güneş olmadığı için yağlı balık, yumurta ve gıda takviyeleri kullanmaları gerekiyor” diyor.

Kahvaltı gevrekleri ve mantar gibi bazı gıdalar vitamin D ile güçlendirilmiştir ve düşük gelir grubundakiler ücretsiz multivitamin alma hakkına sahiptir.

BK’ da un B1 ve B3 ile güçlendirilmiş olup hükumet geçen sene spina bifida ve diğer doğum kusurlarını önlemek için B9 (folik asit) eklenmesini de planlamaktadır.

Gelelim neticeye

BİR: Vitamin D’ nin herkeste KOVİD’ i, ağır tablo ve ölümleri önleyeceği elbette söylenemez ama KOVİD’ e yakalanmayı, ağır klinik tablo ve ölüm riskini azaltabileceğini gösteren 40′ dan fazla çalışma var.

İKİ: Vitamin D güneş ışınlarının etkisiyle deride sentez edilmekle beraber kış boyunca yeterli ultraviyole B olmadığından dolayı vitamin D yapımı azalacağı için bu “pandemi döneminde” vitamin D takviyelerinden faydalanmak doğru olacaktır.

ÜÇ: Bu takviyeler özellikle yaz mevsimini de büyük ölçüde evlerinde ve kapalı mekanlarda geçiren risk grubunda olanlar için daha çok gereklidir.

DÖRT: Vitamin D’ nin toksisitesi ilaçlarla kıyaslandığında çok düşüktür ve patenti de olmadığı için fiyatı da çok ucuzdur.

BEŞ: Vitamin D yeni bulunmuş patenti olan çok pahalı bir ilaç olsaydı (remdesivirin 5 günlük maliyeti 3 bin dolardan fazladır!) bugün bütün dünya vitamin D hapları kuyruklarında olacaktı. “Grip aşısı yok” diye dünyayı ayağa kaldıranlar bu sefer “vitamin D bulunmuyor” diye haykıracaklardı.

ALTI: Ben vitamin D’ ye bundan böyle güneşin ve garip gurabanın G’ sinden mülhem “vitamin G” denmesini teklif ediyorum.

YEDİ: Vitamin haplarının “rastgele” kullanılmasına karşı olduğumu bir kere daha tekrarlıyorum. Adam gibi yaşayan ve beslenen birinin “hapa-mapa” ihtiyacı olmaz. Vitamin D eksikliği de aslında hayat tarzında yanlışlar olduğunun göstergesidir.

SEKİZ: Bu pandemi döneminde bilhassa yaşlı ve risk grubunda olanların vitamin D seviyelerine bakılmaksızın takviye şarttır, hayat kurtarıcı olabilir.

YORUM EKLE