Crona Virüsü her şeyi yerinden oynatacak, diyorlardı. Galiba
oynattı.
Batı bizim gibi ülkelere, hep, geçmişinizle yüzleşin diyordu ve
dayatıyordu. Ermeni meselesi ve diğer şantajları hatırlayın.
Yüzleşmekten amaçları; tarihten husumet devşirerek, mevcut
düzen içinden, kendilerine yandaş güç devşirmekti. Belli
ölçülerde de yaptı.
İngiltere ile başlayalım, ABD ile devam edelim ve Brezilya ile
bitirelim.
İngiltere’de, protestocular eski heykelleri yıkıyorlar. Kölelik
süreçlerinde, Afrika’dan köle alıp, Amerika ve Avrupa’ya köle
satan bir tüccarın heykeli varmış. İlk onu yıkarak başladılar.
(Saddam’ın heykelinin yıkılışı ve Tony Blair’i hatırladım.)
Aslında yıkılan her heykel, İngiltere’nin geçmişini anlatıyor.
İngiltere’nin yapısal ırkçılığını anlatıyor. Irkçılık ve kapitalizm ile
nasıl bütünleştiğini hatırlatıyor. Faşist mirasını ortaya koyuyor.
Ve nasıl zengin olduğunu anlatıyor.

Yapısal ırkçılık sözcüğü, ırkçılığın ana yatağının Kapitalizm
olduğunu bize söyler. Irkçılık kapitalizmle birlikte ortaya çıkan ve
iç içe yaşayan bir anlayış ve ekonomi düzenidir.
Kapitalizmdeki özgürlük sözcüğü servet sınıfına özgürlüğü ifade
eder.
Aslında Batının yüzleşmekte olduğu- eğer yüzleşiyorlarsa-
kapitalizmin içindeki vahşetle ve eşitsizliklerle yüzleşiyorlar
demektir.
İngiltere epeyce zayıflayıp Amerika’nın kuyruğu haline gelince,
İngiltere içindeki öfke su yüzüne çıkmaya başladı.
Ekonomik yapılanmada meydana gelen felaket dengesinin
sosyal kaosa döndüğü bir noktadayız.
İngiltere artık, tefecilik ve kapitalizmin yapısal ırkçılığında, bitap
düşmüş ve bir Döviz Bürosuna dönmüş durumdadır. Amerika
yoksa İngiltere hiç yoktur. Yeni dünya içinde söz sahibi
olacağını sanmıyorum.
Gelelim emperyalist kapitalizmin ana merkezi Amerika’ya…
Amerika’daki yapısal ırkçılığın daha derinlerde cereyan ettiği,
çıkan olayların adının, siyah öfke olmasından bellidir.

Emperyalizm yerel ırkçılıklar ve feodalizm ile bütünleşerek
sömürü düzenini devam ettirir. Gelişmemiş ve gelişmekte olan
ülkelerde işbirlikçi devşirmenin en etkili aracı ırkçılıktır.
Eşitsizlik olmazsa kapitalizm de olmaz, ırkçılık da olmaz.
Irkçılık kapitalizmin eşitsizlik kaynağıdır. Eşitsizlik de
Kapitalizmin güç devşirme aracıdır.
ABD’de Afrikalı Amerikalıların açık gizli ayırımcılığa maruz
kaldığını siyah öfkenden anlamak mümkün. Elbette diğer
azınlıklarda aynı sömürü ve ayırımcılıkla karşı karşıyadır.
Amerikalı halk “savaş evimize geldi” sloganı ile protesto
yapıyor.
Amerika’da önemli bir şeylerin olduğunu söyleyebiliriz. Ancak
nasıl sonuçlanacağını şimdiden söylemek mümkün değil.
Çünkü hala beyaz öfke ve kapitalizm ayakta.
Dünyayı yağmalayan Beyaz Amerikalılar şimdilerde,
marketlerden yiyecek yağmalayan siyahları eleştirmekle
meşguller.
Brezilya, Irkçılık ve Finans Kapital şampiyonu Bolsonaro
Başkanlığında, Güney Amerika’da, 45 bir COV19 vefatıyla
birinci durumda. COV19 dan sonra, ilk değişecek devlet
başkanının Bolsonaro olacağı kesindir.

Bakalım COV19 daha ne işler yapacak?