Üst düzey yetkililer hiç vakit kaybetmeden maaşlarına yüksek oranlarda zam yaparken çalışan, yönetilen kesim maalesef görmezden gelinmiştir. TÜİK’in açıklamalarına göre yalnızca kiraya son bir yıl içinde 100 lira zam yapılmış; bir ailenin aylık gıda harcamasına gelen ortalama zam 197 TL olmuştur. Elektriğe, doğalgaza, ulaşıma, kırtasiye, kısacası her şeye zam gelmiştir.
Hem resmi rakamlar hem de yapılan hesaplar, memur ve emeklinin alım gücünün düştüğünü göstermektedir. Memura verilecek zam oranı ilk 6 ay %4 ‘tür; bu da önümüzdeki yılın ilk 6 ayında ortalama maaşda 160 TL, en düşük maaşda ise 120 TL artış olacağı anlamına gelmektedir. Enflasyon hedefi %9,8 iken hükümet, enflasyon hedefinin bile altında zam vererek resmen vatandaşı sefalete sürüklemiştir.
Biz Türk Eğitim Sen olarak, bütün taleplerimizin haklı gerekçelerini açıklıyor, resmi verilerle destekliyoruz. Ar-Ge birimimizin yaptığı araştırmaya göre geçen yıl 4 kişilik ailenin vazgeçemeyeceği, zorunlu harcama tutarı 1.032 TL artarken, memur maaşlarındaki ortalama artış 441 TL oldu. Dolayısıyla tam 591 TL açığımız var. Buna dayanarak önce kayıplarımızın telafi edilmesi için taban aylığa 600 TL zam talep ettik. Bununla birlikte;2020 yılı için yüzde 10+10 ve yüzde 3 refah payı, 2021 yılı için ise yüzde 8+8 ve yine yüzde 3 refah payı istedik.
Sonuç beklentilerimizin çok altında gerçekleşti. Soruyoruz,enflasyon hedefinin % 9,8 olduğu yerde memura % 4+4 zam vermedeki gerekçeniz nedir? Zam dışında yine milyonlarca çalışanımızı ilgilendiren; Sözleşmelilere kadro, vergi dilimleri, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler, bütün ek ödemelerin emekliliğe sayılması, memurlara da bayram ikramiyesi verilmesi, liyakati yerle bir eden, adaletsizliğin kaynağı mülakatın kaldırılması gibi konuların da hala açıklığa kavuşmaması ayrı bir sorun teşkil etmektedir.
Hükümetin görüşmeler esnasında yaptığı teklifleri reddettik. Sadece biz değil, yetkili konfederasyon da reddetti. Genel Başkanımız bu zam teklifinin ardından ‘Bütün sendikalar ortak bir duruş ortaya koyalım’ dedi. Üstelik Genel Başkanımız Önder Kahveci, 23 Temmuz tarihindeki basın açıklamasında çalışanların hak ve hukukunu geliştirmek için iş bırakma dahil yetkili konfederasyonun alacağı tüm kararlara destek vereceğini açıkladı. Ama maalesef böylesine önemli bir konuda ne bir adım atıldı, ne bir tepki gösterildi. Geçtiğimiz günlerde bir sendika başkanı görüşmeler esnasında mikrofonun açık olduğunu unutarak resmen tüm ülkeye pazarlıkların nasıl olduğunu gösterdi. Bunca memurun hakkını araması gerekenler başka pazarlıklar içerinde oluyorsa memurun da buna bir dur deyip hakkını aramayana açıkça tepki göstermesi gerekmez mi?
Bizler her daim devletimizin ve milletimizin yanındayız. Ülkemizin boğuştuğu zorlukların bilincindeyiz. Ancak memurun ve emeklinin göz göre göre yok sayılmasını kabul etmemizi kimse beklemesin. Türk Eğitim-Sen Bafra İlçe Başkanlığı olarak her zaman Hakkın ve Haklının yanında olmaya; her şartta hakikati dile getirip savunmaya devam edeceğiz.
Hakan EROĞLU
Türk Eğitim Sen Bafra İlçe Başkanı
Samsun Haber, Samsun Haberleri, Haber Samsun, Samsun, Haber, Son Dakika, Altinovagazete.com