Dünya Sağlık Teşkilatı Başkanı Ghebreyesus “Feci bir ahlâki çöküşün eşiğindeyiz” demişti de ben de ne eşiği tam da göbeğindeyiz, üstelik ben bunu senelerdir söylüyorum demiştim.
Aşı gibi tüm dünyanın sağlığını alâkadar eden bir ürün senelerdir “çiklet” yerine konup ticari ürüne dönüştürülürken ne devletlerden ne ulemadan kimsenin sesi çıkmazsa olacağı budur.
Ey aşı üreten büyük şirketler!
Sen aşının fiyatını kendi kafana göre belirle, parası olan devletlere istedikleri miktarda satmak için anlaşmalar yap, anlaşmaları açıklama, aşının yan etkilerinden zerre mesuliyet kabul etmeyip burnunu havaya dik…
Var mı böyle bir dünya?
Para hırsıyla “dediğim dedik çaldığım düdük” dersen, alacağın paraları düşünüp “bu kadar aşıyı ne yapacaksın” diye sorma zahmetine girmeden “her isteyenle istediği miktarda aşı için tatlı bağlantılar yaparsan”…
Olacağı budur:
“Avrupa Birliği (AB), aşı üreticilerine Covid-19 aşısını temin etmelerine yönelik imzalanan sözleşmelere uymaları yönünde çağrı yaptı. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel gerekirse yasal yollara başvurabileceklerini söyledi” (2).
Ey ihtiyacının katbekat üzerinde aşı “kapatan” büyük devletler!
Kendi vatandaşlarımı aşılarsam “her şeyin güllük gülistanlık olacağını” zannet, “aşıya ulaşamayan garibanlardan bana ne” de, dev şirketler tıp fakültelerini zapt ederken, tıbbın bütün laboratuvarlarına girerken, bütün “hıfzıssıhhaları” dağıtılırken ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilirken uyu… var mı böyle bir dünya?
Aşı şirketleri de seni “fırçalar”: “AstraZeneca’dan AB’ye ‘aşılarda hakkından fazlasını alıyorsun‘ ithamı (3).
Anlaşma yaparken sesini çıkarma, sonra da taahhüdünü yerine getiremeyince, mırın kırın et…
Var mı böyle bir dünya?
Gelelim neticeye
Tıbbı malzeme götüren uçağın rotasının değiştirildiği, uçağın başka bir ülkeye indiği bir dünyada bunlar bir şey değil.
Göreceksiniz taraflar birbirine girecek, çarşı daha çok karışacak.
Tıp ticarete âlet edilirse olacağı budur!