Sadece Amerikalıların değil tüm dünyanın beslenme alışkanlıklarını belirleyen Beslenme Kılavuzu (2015-2020 Dietary Guidelines) yayınlandı (1).
Bu kılavuzun okul ve hapishane yemeklerinden gıda etiketlerine, diyetisyenler tarafından düzenlenen diyetlere, gıda endüstrisinden restoranlara kadar etkisi var.
Bizim Amerikan hayranı etıbbamız da sosyete diyetisyenleri de hiç şüphe yok ki bu kılavuza selâm çakacak, tavsiyelerine balıklama atlayacaktır ama gelin görün ki…
Bin hüzün çöktü yine gönlüme kılavuzla benim.
Başta Amerikalılar tüm dünya daha önceki kılavuzlardaki yanlış, eksik ve taraflı bilgilerle obezite, diyabet, kalp krizi ve felçler, kanser, astım-alerjiler, depresyon, egzama-sedef, osteoporoz başta olmak üzere kronik hastalıklara mahkûm edilmişti.
Bazı müspet gelişmeler olmakla beraber yeni kılavuzu külliyen benimseyeceklerin başlarının hastalıklardan kurtulmayacağı şimdiden söylenebilir.
Kolesterol yasağı kalktı
Yumurta tüm dünyaya kolesterol var, damarları tıkar, kalp krizi yapar, inmeye sebep olur diye yasaklanmıştı.
Daha önceki kılavuzda günde en fazla 300 gram kolesterole yani 2 yumurtaya izin veriliyordu.
2015 model kılavuzda ise tuz, şeker ve doymuş yağlar için günlük sınırlar belirlenirken kolesterol için herhangi bir üst sınır bulunmuyor.
Kılavuz “Diyette mümkün olduğu kadar az kolesterol olmalı çünkü yağlı et ve yağlı süt ürünleri gibi kolesterolden zengin gıdalar aynı zamanda doymuş yağlardan da zengindir” diyor.
Bu ifade yumurtanın aklanmasıdır!
Evet, yumurta kolesterolden zengindir ama doymuş yağlar çok azdır.
Yumurtayı senelerce tu kaka eden bir zihniyetten şimdi kolesterolü bir anda tamamen serbest bırakması zaten beklenemez.
Kaldı ki hiçbir gıda için “İstediğiniz kadar yiyin” şeklindeki bir ifadeyi de doğru bulmam.
Böyle bir söz sadece o gıdanın masumiyetini ve faydasını vurgulamak için dillendirilebilir.
Her yiyecek için mutlaka “makul ve mantıklı bir miktar” vardır ve bundan şaşmamalıdır.
Şunları beyninize kazıyın!
Yumurtadaki sınırın kaldırılmasının aklınızda kalması gereken sonuçları şunlardır:
BİR: DİYETTEKİ KOLESTEROL KANDA KÖTÜ KOLESTEROLÜ YÜKSELTMEZ!
İKİ: DİYETTEKİ KOLESTEROL KALP-DAMAR HASTALIKLARI İÇİN RİSK YARATMAZ!
Gelelim neticeye
Amerikan Beslenme Kılavuzu yumurta üzerindeki sınırlamayı kaldırarak yumurtanın masumiyetini kabul etmiş, senelerdir yaptığı hatadan dönmüş oluyor.
Yetmez, doğrusu Kılavuz’ un özür dilemesi ve yumurtaya hak ettiği itibarı iade etmesidir.
Yumurta tüm sofralarda bulunması şart olan “mükemmel” bir besindir.
Ama hatırlatırım ki bu yumurta “fabrika kanatlılarının” değil serbest dolaşan “köy tavuklarının” yumurtası olmalıdır!