Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Parisin londranın hurileriyle gününü gün eden şehadetliye Allah cennet hurisi vermez, cennet verse de bir susuzu sulamayana şarab vermez…Evinde bir muhtacı konuk etmeyene ev kirasına zam üstüne zam yapana da KÖŞK vermez…her cennet ödülünün bir sebebi…
Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Ödül ceza misliyledir…kısasa kısas…Kuralında hayat var der Kur’an “yetimi doyuranı cennette Allah doyurur…zaniyi cezalandırır…”Mendakka dukka…”rüzğar eken fırtına biçer…”denilmiş ekmel tefsirin cüzleridir tecrübe ehlinin sözleri… tecrübe edilmiş ve denilmiş Allahla rabıta kurmuşlar ve demişler ilham yani bu sözler…peygamberler Allahla rabıta kurunca söyledikleri hadistir…Allahın sebeb-i nuzul üzeri gönderdikleri vahiy…
Sen yetime ev yaptın mı bir tuğla aldım mı mahalle camin yapılırken cennetten köşk bekleme…yaptıysa bekle misliyledir ödül ve ceza…kısas kuralı dünya ve ahirette geçerlidir…
Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Şehid olmak istemiyorsun…
Zekat vermek istemiyorsun…
Namaz kılmak istemiyorsun
Paraya kaka diyorsun oysa para nükler silahdan daha güçlü silahtır…Yunanla 30 yıl savaşırız paramız olsa…
Allahla rabıtası olan şeyhle rabıta şart…evet…Rabıta ne mi…Sözlükte “bağlamak” mânasındaki rabt kökünden türeyen ve “iki şeyi birbirine bağlayan ip; alâka, bağ, münasebet” anlamlarına gelen râbıta kelimesi tasavvufta sâlikin kâmil bir mürşide gönlünü bağlaması, onun sûret ve sîretini (hem yüzünü hem ahlâk ve davranışlarını) düşünmesini ifade eder. Tasavvuf tarihinde önceleri şeyhi sevmek, kalbini ona bağlamak, bu sayede ondan feyiz almak ve davranışlarını taklit etmek gibi uygulamalar bulunurken zamanla bunlar şeyhin sûretini düşünme şeklini almıştır.
Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Esmayla rabıtan yok…
Adl sıfatıyla rabıtası kopmasaydı Osmanlı çarlıkla savaşmazdı…Adl sıfatı derki büyük yener…sen de büyü öyle savaş…Haçlıyla savaşta başarı haçlıyı bölmeyi gerektiriyordu…Ekmeği lokma lokma ye…haçlıyı böl öyle ye ve yen…Rusyada kominizm olmasaydı haçlı bölünmeyecekti…Çinle osmanlı bir dayanışma kurmamıştı haçlıya karşı…sömürgeciler kilise kılığı maskesi ile dünyayı sömürdü…
Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Tahkiki imanın yok… evet…Tahkiki imanda inanç ve bilgi eşittir. Bu dereceye erişmiş olan müminler Kuran’ı Allah’ın emrettiği üzere, uzun uzun, düşüne düşüne okur. Evrenin ve kendi varlığının yaradılışı hakkında tefekkür eder.
Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Namazı şekle kelime-i şehadeti ve tesbihleri dilin söylemesiyle yetindin halin hal değil elin el değil eylemlerin hak eylemler değil..niyetin niyet değil hakkı rızayı murad ettiğin falan yok çıkarının peşindesin hep…yanmayan kefen sat sen…
Allahla rabıtan kopmuş ey şehadetli…
Kur’anla rabıtan kopmuş örf ve adetlerden oluşuyor senin İslamın dinin…evet…Taklidi iman, kişinin çevresinden ve ailesinden gördüklerine bağlı olarak iman etmesi olarak ifade edilir. Tahkiki iman ise belirli bir araştırma sonucunda delillere bağlı olarak iman etmesi olarak ifade edilebilir.