ABD dışişleri bakanı geldi gelecek derken nihayet geldi. Sayın Cumhurbaşkanı ile üç saat onbeş dakika görüşmüş. Bir cumhurbaşkanı bir dış işleri bakanıyla bunca saat acaba niye görüştü. Nezaket kabulünün dışında söyleyeceklerini dışişleri bakanımız sayın Mevlut Çavuşoğlu aracılığıyla iletmesi daha doğru olmazmıydi? Yoksa ABD nin dışişleri bakanı kendisini Sayın Cumhurbaşkanına denk mi görüyor? Anlaşıldığı kadarıyla ABD ağzımıza bir parmak bal çalıp sorunları zamana yayıp sulandırmak istiyor gibi.
Bu tilki kurnazlığına asla kanmayıp duruşumuzda gevşeklik göstermemeliyiz. Duruşumuzu net ortaya koyarsak ABD nin bu durum karşısında nasıl bir posizyon alacağı da ortaya çıkacaktır. Bizde buna göre tavrımızı belirleriz. Haklı olduğumuz her konunun takipçisi olmak ve bunda ısrarlı olmak aynı zamanda ciddiyetimizin ve kararlılığımızında bir göstergesi olacaktır. Bölgenin kaynaklarını sömürmek için leş kargası gibi Ortadoğu'ya üşüşen emperyal güçler sorunların çözümü yerine çözümsüzlüğü esas alan bir politika izliyorlar.
ORTAK BİLDİRİDE YPG/PYD YOK”
Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile önemli bir görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmenin ardından ortak bildiri yayımlandı. Ancak bildiride PYD/YPG'nin adı terör örgütleri arasında yer almadı. Ancak buna rağmen, ABD tarafının isteği, Washington’un PYD-YPG’yi resmen “terör örgütü” olarak görmemesi nedeniyle, bu örgüt ismen ortak bildiriye girmedi, “diğer terör örgütleri” arasında geçiştirildi.
Türkiye bölgenin barış ve esenliği için gerekeni yapıyor ve yapmaya da devam etmelidir. Ancak bu mücadelenin sadece askeri tedbirleri değil topyekûn bir mücadeleyi gerektirdiği unutulmamalı,
Mehmetçiğin kanlarıyla çizdiği sınırlar TÜRKMENELİ CUMHURİYETİYLE taçlandırılmalıdır.
İsabetli bir yorum yaptınız.ABD’nin -orada güç dengesi değişmedikçe daha nereye ne şekle evrileceği belli olmayan ancak- süre gelmiş ABD-Türkiye politikalarına bakıldığında asla tedbiri elden bırak mamayı gerektiren tutumu dikkatle takip edilmelidir.Amerika Türkiyeye karşı güvenilmezliğinin zirvelerini göstermiştir.Ancak bunu son seviye olarak görmemek gerekir.Bundan sonrasının daha da sinsi bir yaklaşım olacağını-ABD’nin bugün kü yapısı içinde-söylemek doğru olur.Bütün bunları Türkiye’nin kararlı onurlu tutumu bertaraf edebilir.
Hayrettin bey katkılarınız için çok teşekkür ederim.