Kur’an mahluk mu…Hayır Emirleri-nehiyleri eskimez
“Sizi de işlerinizi de yaratan Allahü teâlâdır.” (Saffat/ 96)
İş sahibi, işi yaratan değil, bu işi yapandır. İnsan mahluk olduğu gibi, küfrü, imanı, ibadeti ve isyanı da mahluktur.) [Milel ve nihal]
El-Milel ve’n-Nihal veya Milel ve Nihal İslam alimi Şehristanî‘nin kaleme alığı dinler, mezhepler ve felsefe tarihine dair eser. Kitap bir giriş ile iki ana bölümden meydana gelmektedir.
Evet…İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki, (İmam-ı a’zam Ebu Hanife ile imam-ı Ebu Yusuf, Kur’an-ı kerim mahluk mu, değil mi diye altı ay konuştuktan sonra sözbirliğine vardılar ve Kur’an-ı kerime mahluk diyenin kâfir olacağını bildirdiler. Kelam-ı nefsiyi gösteren, kelam-ı lafziyi anlatan harfler, kelimeler, sesler, elbette mahluktur, hadistir. Bütün mahluklar içinde, Allahü teâlâya en yakın olan, en kıymetli olan, Kur’an-ı kerimin harfleri ve kelimeleridir. Kelam-ı lafzi ve kelam-ı nefsi ise ezeli ve kadimdir.) [c.3/89)
Kur’an mahluk mu…
Kur’ana mahluk dersek sınırsız süresiz nesih-mensuh gerekir…şartlara göre te’vili gerekir…ama nesih_mensuh ve tevilin süresi ve sınırı olmalıdır…Kur’an kelam sıfatı gibidir dersek nesih mensuh küfür olur…Kur’anda ki ilim ezeli ve ebedidir…nesih mensuh süreli ve sınırlı olmalıdır…Müşrik oluruz mahluk değil dediğimiz halde te’vilini seçersek…Mezhebçi olursak mezheb sınırlı ve süreli nesh edilir…çünkü…Ve iki te’vile müsaat olmaz mahluk değil dersek…tefsiri elzem olur…tevilde sınırlı ve süreli kalabiliriz…mezhebte kıyamete kadarlık yoktur …de.Mahluk değişir ağaç esmanın ürünüdür dalı kurur kırılır ve yeni dal oluşur değişmeye değiştirilmeye uygundur yani…budanır ve ek aşı kabul eder yani…tasavvufu aşılarız…İsrailiyatı aşılarız…yeni dallar eklenir zamanla…bit’at kabul görmeli demiş oluruz…Ağaç aşı kabul ediyor…
Kur’an mahluk mu…
Önemli işlerimize odaklanalım bu eski tartışmayı açmayalım deme…eskimeyen tartışma bu…Nesih-mensuh konusunu reddedenler yine var çünkü…
Kur’an mahluk mu…
Bazı mezheb imamları işkencelere rağmen susmadı bu tartışmadan çekilmedi…bu tartışmadan kaçma…
Kur’an’ın manevi ve İlahi bir sıfat olan Kelam ile ilgili olan yönüyle Kur’an mahluk değildir..mesela “Faiz haramdır” dedi Kur’an yani görevin belli…Faizin yok olması için çalışmaktır görevin…ama öl faize bulaşma demek değildir…ikisi farklı şey…”Domuz eti yeme”dedi kur’an haram yiyeceklere muhtaç olmamak için koyun davar tahıl üret emri de gizlidir bu emirde..hedef için çalış değilse o kuyuya düşersin veya kardeşlerin atar seni Yusufu attıkları gibi…Faiz kuyudur parayı dostlarından karşıla bankaya gitme…demektir bu ama dostların hz Yusufun kardeşleri gibiyse düşeresin o kuyuya…ırkçılık yayılmasaydı Osmanlıda Osmanlı savaşmak için faiz almaya mecbur kalmazdı…
Nesih- mensuh da sınırlıdır…faizi helal sayamazsın nesih mensuhla…uygulamalar sınırlı sürelidir nesih-mensuhta da…Cemalüllah aşkından gayri her şey nesh edilir ve her şey sınırlı ve sürelidir…nesih-mensuha da süre sınır koy…haram -helal Allahın imtihan amacıyla var ettiği şeylerdir…şeytan gibi melek gibi…Haramdan kaç şeytandan kaç…şeytandan cemalüllah aşkına kaç…şeytanlıktan cemalüllah aşkına kaç…o aşka hadimliğe kaç…o aşka hadimlik şeytaniliğe mahkum etmişse sınırlı olmak kaydıyla caizdir…Araba ön teker çukura düşecekse geriye gitmeli…ama amaç ileri gitmektir…süreli ve sınırlı geri gitmesini de eleştirmek yanlıştır…yani nesh sürelidir şartlar iyileşince tekrar asla dönülür…mesela…faize cevaz mekke şartlarındadır tek…Medine şartlarında cevaz veren kafirdir paraya put diyendir…paraya put diyen Allahın ilahlığıyla peygamberin peygamberliği ile savaştadır der Kur’an yani parayı putlaştıracak bir sevgidir bu para sevgisi…cemalüllaha vasıta olması için var edildi her var edilen para da şeytan da..şeytan cemalüllah aşığına vasıtadır…uzaklaştırmaz sığınırsın Allaha şeytandan korkup…
Kur’ân-ı Kerîm’in mahlûk (yaratılmış) olup olmadığı üzerinde birçok söz söylenmiştir. Bu meselenin ortaya atılışında Emevî hanedanının maiyetinde bulunan Hristiyanların rolü büyük olmuştur. Bunların başında, Yuhanna ed-Dımaşki gelir. Bu şahıs, İslam alemindeki Hıristiyan alimleri arasında Müslümanları dinlerinde şüpheye düşürecek münazara usullerini yayıyordu. Mesela, Kur’an’da bildirildiğine göre, İsa Allah’ın kelimesidir, Allah’ın kelimesi kadim midir, değil midir, diye sorular soruyordu. Müslümanlar, hayır diye cevap verirlerse, Onun Kelamı olan Kur’an da mahluk demiş oluyorlardı. Allah’ın kelimesi kadimdir derlerse, İsa’nın da kadim olduğunu idda ediyorlardı.
Bunun üzerine Müslümanlardan; “Kur’ân mahlûktur.” diyerek onların hilesini reddetmek isteyenler olmuştur. Meselâ, Ca’d b. Dirhem, Cehm b. Safvân ve Mu’tezililer; Kur’ân mahlûktur, demişler, Halife Me’mun da bu görüşü benimsemiştir.
212 H. yılında adı geçen Halîfe, Kur’ân’ın mahlûk olduğu görüşünü hak mezheb olarak ilân etmiştir. Bu maksatla münazara meclisleri tertiplemiş ve bu konuda kesin delil olarak kabul ettiği şeyleri ortaya atmıştır. Fakat, bu konuda münakaşayı serbest bırakmış ve insanların düşüncelerinde hür olduklarını söylemiştir.
Lâkin 218 H. yılında -kendisi bu yılda ölmüştür– bu fikri insanlara zorla kabul ettirmeye karar vermiştir. Bu maksatla bir kısım mektuplar yazarak halkı, Kur’an’ın mahlûk olduğu görüşünü benimsemeye teşvik etmiştir. Birinci mektubunda şöye demektedir:
Fakat iş, böyle menfî bir vaziyet alışla kalmamış, tersine, bâzı insanları sıkı imtihanlar geçirmeye sebep olacak kadar ileri gitmiştir. Bu insanlara, Kur’ân hakkındaki görüşleri soruluyor, Hâlifenin ileri sürdüğü görüşü kabul etmezlerse, elleri kolları bağlanıp Emîru’l-Mü’minîn’in ordugâhına sevkediliyorlardı. Çünkü o mektupta fakih ve muhaddislerin imtihan edilmesi de emrediliyordu. Onlardan bu görüşü kabul etmiyenler, prangaya vurularak Halîfenin yanına gönderilecek ve bu görüşü benimseyenler de, fetva vermeye ve hadîs rivayetine devam edeceklerdi.(Sorularla İslamiyet…
Kur’an mahluk mu…
Kur’an mahluk mu hayır Kelam mahluk değil.esma mahluk değil ama ürünü mahluk Esma ezeli-baki ama ürünü fani İmtihanlık.emanet…
Kur’an mahluk mu…Hayır…
Kur’an mahluk mu…Hayır…Emir ve nehiyleri Allahın ilmidir…yasasıdır…vahiydir ilhamdır…caiz olması ancak süreli ve sınırlıdır şartlara göre değişendir…yani emir ve nehiyleri aslında değişmeyendir…mahluk olmayan eskimez çünkü fani değil çünkü…Değiştirilemez değiştirmek Allahla savaşmaktır…küfürdür müşrikliktir…çnkü müşrik yani parayı pul bilen faizi her şartta sürdürür…emir ve nehiylerinin süreli ve sınırlı bir zaman ve mekan için neshi mümkündür ancak…mahluk olmayan bir emri bir ilmi nasıl nesh edersin…çarpılırsın…Allahla savaştır bu…Faiz yasak…medine şartlarında faizi nesh eden serbest kılan kafir olur ama Mekke döneminde nesh eden günahkar olur…ehven-i şer caiz çünkü…Osmanlı bile savaşmak için faiz aldı…