Eksen kayması mı var, Türkiye yüzünü Doğu’ya mı dönüyor şeklinde ki tartışmaların bir iç siyaset çalışması olduğu herkes tarafından iyice anlaşıldı.Halk arasında, gaz verme ifadesi ile kendini belli eden bu hususa, psikolojide güdüleme deniyor. Kompresörler olmadan gaz verme işi olmaz. Yani medya olmadan güdüleme işi olmaz.
Sahte İsrail kavgası nereye kadar sürdürülecek göreceğiz. Gazze’ye yardım adı altında gerçekleştirilen provokasyon dokuz canımıza mal oldu. Asıl tahribatı da Türk Ordusuna oldu.
Ordumuzun silah ve ilgili teçhizatlarını Amerika’dan tedarik ettiği bilinen bir durumdur.
Silah manzumeleri ve teknolojik teçhizatlar belli bir süreden sonra ya demode oluyor, ya da parçasızlıktan kullanılamaz hale geliyor. Amerika silah ve teçhizat modernizasyonu yapmıyor. Amerikan silahları sadece İsrail tarafından modernize ediliyor. Çünkü Amerika oraya yedek parça ve teknolojik destek veriyor.
Şunu söyleyebilirsiniz. Ordunun hiç mi hatası yok. Tüm teçhizatlarını ve silahlarını Amerika’dan alıyor. Ve sonunda İsrail’e muhtaç kalıyor.
Haklısınız. Mesele NATO meselesidir. NATO ile yola devam kararı da siyasi bir karardır. Bu siyasi kararı Mecliste verebilecek ne siyasi iktidar ne de muhalefet vardır.
Bu süreçte, ordunun İsrail’den alacağı tüm alımlar durduruldu. Yani ordunun buradan da kolu kanadı kırıldı. Silah idame ve yenilemeleri sekteye uğradı.
Bu durumu, Amerika’nın dolaylı yollardan Türk ordusu ile savaşının devamı gibi düşünebiliriz.
Sivil hayatı ilgilendiren tüm alanlarda İsrail ürünleri serbestçe dolaşırken askeri malzemelere yasak gelmiş oldu.
NESTLE su şişesinden içtiğimiz suyu, ülkemizin kaynaklarından alıp, Türk işçisi ile şişelediği suyu bize pazarlayan NESTLE’ YE bir şey olmayacak, ama askeri alımlar duracak. Sizce bir gariplik yok mu?
İsrail ile sürdürülen güdüleme çalışmasının en temel unsuru işte budur. Türk halkını gaza getirmek için yandaş medya istediği kadar kompresör çalıştırsın.
Hikâye.