Parlak bir sabahtı.Öğretmen evinin bana ait odasının güneye bakan penceresinin perdesinin kıyısından güneş ışığı süzülüyordu .Sabahın sessizliğini sadece sahili acımasızca döven dalgalar ve dallardaki serçelerin sesleri bozuyordu.Yavaşça kalkıp,balkondaki sandalyeme oturup,bir müddet denizi,dalgaları,etrafı seyrettikten sonra ayaklarımı balkon demirlerinin arasına yerleştirip “limon ağacı” kitabımı elime alıp kaldığım yerden okumaya devam ettim.
Sonra sen düştün yâdıma…
Pervanelerin aşkını taşıyorum yüreğimde
Sana yazgılıyım,biliyorum
Gözbebeklerime doldurdum güneşi
Dört yanım kızıl mavi
Nisan sevinci çevreliyor dört yanımı
Kelimelerime sular yürüyor