Hayatta herkes çoğu şeyi yaşayarak öğrenmektedir. Hatalarımız, yanlışlarımız ve yenilen kazıklar gibi.. Bu durum çoğu insanda yaşanmakta olup, belli bir dönemden sonra muhtemelen her kesimin yaşantısında ortaya çıkıyor. İşte bunun adına "samimiyetsiz samimiyetler" diyoruz. Çevrenize bakarsanız her daim devam eden bu davranışlar, sizle samimi görünüp, aslında samimi olmayan insanlar tarafından sergilenmektedir. Samimiymiş gibi sergilenen davranışların altında aslında başka bir düşünce barındığını biliyor ve izliyoruz. Aslında en iyisi budur. Yapmamız gereken şey ise, inanmış gibi konuşup ama inanmamış gibi düşünmek.
İşte bu bahsettiğimiz bu sendrom bu aralar çevremizde ve ülkemizde daha ağır seyrediyor, sanırım insanların söyledikleri gibi davranmadığına şahit oldukça bu durum daha da ağır bir hal alıyor. Acaba "insanlık çok ilerledi artık gözükmüyor" sözü vücutmu buldu? Sanki giderek insanlık ve eski degerlerimiz ölüyor gibi.. Nerde o eski dostluk, arkadaşlık, kardeşlik, çıkarsız ilişkiler, saf duygular ve samimi insanlar nerde? İnsanlığı öldürmeyelim, herşeyde güzel örnek olalım, manevi değerlerimize sahip çıkıp insanlığı yaşatalım. Unutmayalım sevginin olduğu her yerde, zenginlik, başarı ve kariyer vs. Gibi dünyalık işler ulaşılabilecektir. İnsanoğlu, tabiki dünyalık işlere çalışıp zaman ayırmak zorundadır. Ama manevi degerlerimize ve insani değerlerimize sahip çıkmayıp yaşatamazsak, işte o zaman gelecek kuşaklarımıza huzursuz, sevgisiz ve masum olmayan bir dünya hazırlamış olacağız. Sözlerimi Frank Crane'nin sözü ile bitirmek istiyorum. "Akıllı bir kişi, samimiyetin dünyadaki en etkili kuvvet olduğunu anlar ve onunla müttefik olur. Sağlıcakla kalın. Allaha emanet olun..