“Bir gün insanlardan kaçan, yalnız yaşamayı tercih eden yaşlı bir adama sorarlar.
“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”
Yaşlı adam cevap verir:
” Yapacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor.
Ve iki kartal.
İki tavşan sakinleştirmek ve yılanı eğitmek.
Eşeği motive etmek ve aslanı evcilleştirmek.” benim görevim!
”-Ama senin etrafında hiç hayvan göremiyoruz!”
“-Neredeler?”
“Onlar içimizde yaşayan hayvanlardır.”
“İki Şahin” gördükleri her şeye saldırıyorlar.
İyi-kötü, faydalı-zararlı onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim: “Gözlerim”.
“ İki kartal” dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden çevresine ve insanlara yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim: “Ellerim”.
“Tavşanlar” her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip, zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim, beladan, sıkıntıdan ve zorluktan kaçmayı değil!…. Çünkü onlar benim: “Ayaklarım”.
İşimin en zor kısmı da “yılanı” izlemek. Sıkı bir kafeste, güvenli bir şekilde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakın olan herkesi zehirlemeye hazır durumda. Bu yüzden onu takip edip, frenlemeli ve disiplinli olmalıyım. Çünkü o benim: “Dilim”.
“Eşek” herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini hiç yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve aktif ve çalışkan olmayı öğretmeliyim. Çünkü bu benim: Vücudum”.
Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir “aslanı” evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi etrafında dönmesini istiyor. O aslanı da terbiye etmeliyim. Çünkü bu benim: “Eğom” (Bitmek tükenmek bilmeyen istek ve arzularım)
“Gördüğünüz gibi daha yapacak çok işim var benim”.
(Alıntı: Bu soruları soran ve cevaplayan yaşlı adam:
Lev Nikolevic TOLSTOY’dur.)