Hayat ve Hayal Ortaklığının Meyvesi..

Bugün beni, bilmem kaçıncı kez, ağaçlara, göğe bakan pencerenin önüne oturttular.
Kim?
Kim mi?
Başkası değil, iradem.
Dedi ki, gönlüm ve aklım; “dostum Halit, gel otur, şuraya, bu güzel yarı güneşli Aralık sabahında, sen denemelerini yaz, öykülerini kur,hayat ortağın da zaten bir o kadar üretken bir kadın, roman okuyor, kursa gidip giysiler üretiyor, arada meyveli kahve ve siyasal sohbetler de yapıyor..”

Var mı başka isteğin, derdin bu güneşli sabahtan?

Var evet var, bir deneme yazayım, sevgili editörüm rica etmiş Emine Dönüş Hanım.
Öyküsel denemelerimiz veya denemesel öykülerimiz, yani biraz kurgu biraz fikir, ve diğer çalışmalarımız hep bir şeyin ürünü..

Ne o şey?

Bir ömürlük ortaklığın, hayat ve hayal ortaklığının..

Hayat ortaklığı tamam da hayal ortaklığı da ne oluyor?

Ne oluyoru var mı efendim, o da en az hayat ortaklığı kadar hatta daha fazla gerekli..

Ortak ilgi ve sevgilerden, ortak gelecek düşlerine kadar..

İnsanlık ülkülerinde, iyinin, doğrunun ve güzelliklerin üretilmesinde ortak çabalardan aile ve çocuk dayanışmalarına kadar yaşamı güzelleştiren ve güçlendiren tüm işlerde sevgi-dostluk ve dayanışma içinde olmak..

İşte bu yaklaşım ve davranış sizi farklı üretkenliklere götürmez mi?

Yaşama bakan pencereleriniz farklı da olabilir, olmalı da, ama her açıklıktan görmeye çalıştığınız hep aynı şey olmasın..

Nasıl ki gök kuşağında bir çok renkler varsa biz de ömür yolculuğunda nemli sabahları da yaşarız, mavi güneşleri de, saklı gülüşlerimiz de vardır, birikmiş acılar da..

Hayat ortaklığında az da olsa maviliklere uzanan hayallerimiz de olsun çocuklar, dostlar..

YORUM EKLE