Doluya koy dolmaz, boşa koy almaz. Düşünür müslüman boş yere dalmaz.
Yani akıllı müslüman gaza gelmez. Ha hayr söyler ya susar. Herkes dilinin kendi muhatabıdır. Çünkü herkes kendi sözünün eridir. Yarın özür beyan edeceğin sözü söyleme. Bakacağın yüze utanacağın sözü söyleme. Çok düşünürken az ve öz konuşabiliriz lakin çok konuşurken özlü düşünemeyiz.
İnsan dilinin muhatabı olduğu kadar da dilinin esiridir. Dilin sefasını da cefasını da hep baş çeker. Bu yüzden dili tutmak dini tutmaya eş değerdir. Çünkü dili tutmak
altın ve gümüşü tutmaktan daha zordur. Ahh dilim senden çektiğim zulümm.
Hz Ebu Bekir ağızlarında ufak bir taş taşırdı ki bu taşla dilini tutar kontrol ederdi. Konuşmak istediği zaman bu taşı ağzında yuvarlar ve düşünürdü. Eğer söz indi ilahide makbul bir söz ise konuşur aksi takdirde sukut ederdi.
Hz Ebu Bekirin kelâma bu derece itina göstermesinin sebebi peygamberimizin
şu hadisi açıklar niteliktedir : İnsanın 2 kelâm haricinde ki sözleri onun aleyhinedir. Bu 2 kelâm zikir ile emri maruftur...
İnsanın ağzından çıkan her kelime kaydedilip Yüce Allaha sunulur. Ruzi Mahşerde aleyhine delil olur. Bu bir mektup gibidir. Mektuba nâhoş sözler ve boş sözler yazanın, sevgilinin nezdinde itibarı düşmez mi ?
Söz biliyorsan konuş ki ders alsınlar, söz bilmiyorsan sus ki adam sansınlar.
Bugün bu prensipin yerini dilini mi yuttun? Safsatası almıştır. Oysaki lisanı
korumak cennete vesiledir. İnsanın en mühim azalarından biri de dilidir.
Cennet ve ya cehenneme onunla girilir.
Kalbinin sâlâh içinde olmasını isteyen dilini kötü kelâmdan korumak suretiyle
ona yardımcı olabilir. Çünkü yalnızca dilini korumaya çalışanı ve de bunda başarılı olanın diğer azalarını da Hak Teâlâ korur.
Bir kutsi hadiste şöyle buyurur : Sukut edenin gönlünü imar ederim.
Çok ve boş konuşanın gönlünü ise harap ederim...