SAMSUN (AA) - Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, "Ülkemizin sağlık okur yazarlığı düşük, ekonomik kaynakları kısıtlı olan toplumumuz üstyapısal düzenlemeler aracılığıyla reçetesiz ilaç kategorisinin genişletilmesine hazır değildir." dedi.
Çolak, Samsun'daki bir otelde düzenlenen Türk Eczacıları Birliği 41'inci Dönem 3. Bölgelerarası Toplantısı'nda, eczacıların yaşadığı sorunlar ve çözüm yolları ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Reçetesiz ilaç konusunda rafa kaldırılan listeler için yeniden çalışma yapıldığını belirten Çolak, kendilerinin de bunun karşısında çalışma grubu oluşturduklarını söyledi.
Bu konuda hasta güvenliği ve ilaca erişim konusunda sıkıntı yaşanacağını savunan Çolak, şöyle devam etti:
"Ülkemizin sağlık okur yazarlığı düşük, ekonomik kaynakları kısıtlı olan toplumumuz üstyapısal düzenlemeler aracılığıyla reçetesiz ilaç kategorisinin genişletilmesine hazır değildir. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından hazırlanan listede hangi ilaç gruplarının reçetesiz kategorisine sokulacağı belirsizdir. Bu belirsizlik hem tartışmayı olanaksız kılmaktadır hem de yöntem olarak reçetesiz ilaç listesi yukarıdan aşağı oluşturulmaktadır. Bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. Reçetesiz ilaçta eczacının yasal sorumluluğu açık değildir. Eczacı, hastanın bir reçete olmaksızın aldığı ilacın yasal sorumluluğunu alamaz, almamalıdır. Reçetesiz ilaçta ilaç-ilaç, ilaç-besin etkileşimi riskleri kontrol altında tutulamaz. İlaçta reklamın ilaçtan kaynaklı sorunları ve tedavi gerekliliğini, kişilerin ve kamunun sağlık maliyetlerini artıracağı kesindir. Bütün bu nedenlerle reçetesiz ilaca karşıyız."
Çolak, ikinci ve yardımcı eczacılığı hem istihdam hem de eğitim süreci olarak gördükleri için bunu destekleyen bir tutum takındıklarını dile getirerek, bu çerçevede eczacılarla, kamuyla ve gençlerle diyalog içinde olduklarını anlattı.
Uygulamanın yeni olması nedeniyle ciddi sıkıntılar barındırdığına işaret eden Çolak, bu nedenle yardımcı eczacıların mesleki niteliklerinin ve yeterliliklerinin tanımlanması ile ilgili proje yazdıklarını belirtti.
Yardımcı Eczacılık Uygulamaları Kılavuzu belgesini hazırlamak üzere bir çalışma grubu oluşturduklarını aktaran Çolak, "İkinci adım, bu durumun eczacıya mümkün olduğu kadar maddi yük olmadan çözülmesi meselesidir. Bununla ilgili de somut adımlar atmıştık ama sonuç alamamıştık. Şimdi tekrar bunlarla ilgili var olan ilişkileri güçlendirmek, talepleri artırmak niyetindeyiz." diye konuştu.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Harun Kızılay da ilacın stratejik bir ürün olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de kutuda yüzde 83'e yakın yerli ilaç olduğunu vurgulayan Kızılay, değer bakımından da yüzde 48 yerli ilaç üretildiğini söyledi.
Kızılay, gelecek süreçte kişiye özgü ilaçların tercih edileceği bir döneme geçileceğini belirterek, "Biyoteknolojik ilaçlar, gen terapisinde kullanılan ilaçlar, nanoteknolojik ilaçlar, ileri tedavi tıbbi ürünleri diyoruz, bunlara ilişkin bir gelişim var." dedi.
Avrupa Birliği'nin 2 Nisan'da Dünya Ticaret Örgütüne ilaçta yerlileşme çalışması nedeniyle Türkiye'yi şikayet ettiğini anlatan Kızılay, şunları kaydetti:
"Yüzde 52'lik oranda ithal ettiğimiz ilaçların bir kısmını sürdürülebilir sağlık hizmetini yerine getirmesi bakımından önemli bulduğumuz için 10. Kalkınma Planı çerçevesinde hükümetimizin aldığı karar çerçevesinde yaptığımız çalışmaları yabancı ilaç şirketleri Avrupa Birliği'ne, AB de Dünya Ticaret Örgütüne şikayet etti. Türkiye olarak bu konuda Dünya Ticaret Örgütü nezdinde Ticaret Bakanlığımız ve ilgili bakanlıklarımızla çalışmalarımızı yapıyoruz. Türkiye'de ilaçlarımızın yerli oranının artırılması bizim için son derece stratejik önemi haiz bir konudur."