Gazi Vahit Durgut, vatana sahip çıkmanın onurunu yaşıyor

- "40 arkadaşımızla sokağa çıktık hatta evden çıkarken eşim, 'Çocukların var, ne olacağı belli değil, çıkmazsan iyi olur, hakkımı helal etmem' şeklinde serzenişte bulunsa da 'Şu an helallik dönemi değil, vatana sahip çıkma zamanı' dedim"- "Bazen kabuslarla uyanıyorum, unutamıyorum. Gazze'de yaşananları seyrettiğimde arkadaşlarımın nasıl vurulduğu gözümün önüne geliyor. 'Yaşamayan bilmez' derler. 8 yıl geçti, o 8 yılın acısı hala insanın gönlünde duruyor, kolay değil"

Gazi Vahit Durgut, vatana sahip çıkmanın onurunu yaşıyor

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında İstanbul Saraçhane'de sağ ayağına şarapnel parçası isabet etmesi sonucu gazi olan Vahit Durgut, hainlere karşı vatanı savunmaktan gurur duyuyor.

O dönem İstanbul'da yaşayan, daha sonra Zonguldak'a taşınan evli ve 2 çocuk babası 49 yaşındaki Durgut, AA muhabirine, darbe girişimini arkadaşlarıyla otururken öğrendiğini, televizyonu açtığında olayın ciddiyetini daha iyi anladıklarını söyledi.

Mahallede birkaç kişiyle görüştüğünü, herkesin vatanını savunmak için hazır olduğunu belirten Durgut, "Cumhurbaşkanımız, 'Demokrasiye, ülkemize sahip çıkma vakti' deyince mahallemizdeki 40 arkadaşımla sokağa çıktık hatta evden çıkarken eşim, 'Çocukların var, ne olacağı belli değil, çıkmazsan iyi olur, hakkımı helal etmem' şeklinde serzenişte bulunsa da 'Şu an helallik dönemi değil, vatana sahip çıkma zamanı' dedim. Şortumla, terliğimle, tişörtümle meydanlara çıktım." dedi.

Durgut, o an hiçbir şeyi düşünemediğini dile getirerek, şehit olmayı arzuladığını ancak Allah'ın kendisine gazilik nasip ettiğini dile getirdi.

Meydanlarda çok farklı bir ortamın olduğunu anlatan Durgut, şöyle devam etti:

"İnsanlar vuruluyordu. Bir grubun sürekli yaralı hatta ceset taşıdığını gördüm. İlk etapta o sesleri anlayamadım. Hayatımızda mermi sesi duymadık. Patlama sesleri vardı. Tabii kendimizi korumaya çalışıyoruz. Belediyenin kamyonu yollara set çekmişti, askerlerin ilerlemesini engellemek içindi. Vücudumda bir şey hissettim, vücuduma baktım, 'Bir şey yok' dedim. Yanımdaki arkadaşımın durumunu sordum. Arkamı dönmek isterken ayağımın gitmediğini fark ettim. Bir baktım kan içerisinde, 'Galiba vuruldum' dedim. Arkadaşım hemen ayağımı sardı. Beni omzuna alarak yakındaki özel hastaneye götürdü. Hastanede her yer doluydu ama beni bırakmadı."

Durgut, daha sonra bir araçla hastaneye gitmek istediklerini ancak askerlerin her yeri kapattığını aktararak, "Hastaneye gittiğimizde 5-6 doktor vardı. Doktora, 'Rica ediyorum, benim gitmem lazım. Şu parçayı alın, beni burada boşuna tutmayın' dedim. Bana, 'O metal parçası değil, ayağının parçası, et parçası' dedi. Ben yine gideceğim dememe rağmen hastanede beklemek durumunda kaldım." diye konuştu.

İnsanların nasıl vurulduklarını, öldüklerini gördüğünden bahseden Durgut, "Bazen kabuslarla uyanıyorum, unutamıyorum. Gazze'de yaşananları seyrettiğimde arkadaşlarımın nasıl vurulduğu gözümün önüne geliyor. 'Yaşamayan bilmez' derler. 8 yıl geçti, o 8 yılın acısı hala insanın gönlünde duruyor, kolay değil." değerlendirmesinde bulundu.

- "Vatanımıza sahip çıktık"

Durgut, konu vatan, millet, devlet olunca Türk milletinin her zaman sokaklarda olduğunu vurgulayarak, "Biz bu vatanın evladıyız. Evlatlarımızı da bu şekilde yetiştirmeye çalışıyoruz. Babam, 'Her şey vatandır, vatanın yoksa hiçbir şeyin yok' derdi. Biz de vatanımıza sahip çıktık. Bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı. ZONGULDAK AA 

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER