Koronavirüsler havada asılı kaldıkları için hava yoluyla bulaşmanın mümkün olduğunu, buna karşı evlerin havalandırma ve güneşlendirmenin faydalı olacağı tavsiyeme USA’ dan destek geldi (1, 2, 3, 4, 5).

Oregon ve Kaliforniya Üniversiteleri uzmanları tarafından yayınlanan bir makalede bina ve evlerin havalandırılmasının koronavirüsün yayılmasını önleyebileceği bildirildi (6).

Uzmanlara göre, zamanlarının yüzde 90’ da fazlasını kapalı ortamlarda geçiren insanların diğer kişilerle yakın ilişkileri, yüzeylere temas ve virüs bulunan havayı soluma suretiyle virüsle karşılaşma ihtimalleri artırıyor.

Cam ve panjurların açılarak evlerin havalandırılması ve güneş ışınlarının virüs yayılmasını azaltacağı vurgulanıyor.

Makaledeki tavsiyeler özetle şöyle:

Binaların nemi de koronavirüs yayılmasını etkiliyor.  Virüs plastik yüzeylerde yüzde 40’ lık nispi nemde ortalama 16 saat aktif kalırken yüzde 65 nemli bir ortamdaki havadaki aerosol içinde ortalama 2.74 saat aktif kalıyor.

Buna göre evin neminin yüzde 40’ dan yüksek olması gerekiyor, yüzde 80’ in üzerinin ise başka problemlere yol açacağından kaçınılması gerekir.

Klima filtreleri virüsleri tutmada yetersiz olduğundan dolayı aynı havanın sirküle etmesi bulaşmayı daha da artırabilir.

Çok hızlı hava akımları da yüzeylerdeki virüsleri havalandırarak yayılma riskini artırabilir.

Gelelim neticeye

Her şey için araştırma yapmak mümkün olmadığı gibi her araştırmanın sonucuna da güvenilmez.

“İyi de WHO böyle bir şey demiyor” diye itiraz eden bilim adamlarına “WHO da kim oluyormuş?” diyin camları açın.

Akıl ve mantığa dayalı çözüm bilime dayalı çözümlerden üstündür.